Muhtar'ın Oğlu Şiiri - Anıl Eser

Anıl Eser
18

ŞİİR


4

TAKİPÇİ

Muhtar'ın Oğlu

Sonbahara yaklaşan bir vakit
Gelmiştik Muhtar'ın köyüne
Oluk oluk akan pınara vardığımızda
Kana kana içtik
Kıvıl kıvıl sulardan çarptık
Gönlün cehennem ateşindeki hasretine.
Bir yudum suydu şırıl şırıl akan şu pınar
Ruhumuzun susuzluğuna

Tepeye doğru yol aldık sonra
Mantar toplamak için.
Mantar toplamanın da bir ölçüsü
Bir kaidesi varmış elbet
Mantar nasıl toplanırdı?
Seyrettim Muhtar nasıl topluyor
Köküne zarar vermeden

Ben de yapabilirim dedim neden sonra
Zarar vermişim,
Köküne açılan bir yara
Kapanır mıydı hiç?
Özür dileyerek döndüm doğadan
Muhtar'ın evine doğru.

Gıcırdayan kapıdan önce
Büyükbaşlar karşılamıştı bizi
Yabancı olan bizlerden ayırmıyorlardı gözlerini
Ay, nasıl bırakmıyorsa
Dünya'nın peşini
Kovalanıyorduk o bakışlarla öylece

Gıcırdayan kapının sesi
İşliyordu insanın benliğine
Bir ahu gözlü nasıl işlerse
Kalbin inceliklerine doğru usul usul
Akıtırdı içten içten gözyaşlarını

İki çocuğu varmış tanıştık.
İkisi de delikanlı genç.
Daha sonra Muhtar uzattı karısına
«İstiridye mantarlarını yiyelim» dedi.
Geçtik köşeye, daldık muhabbete Muhtar ile.
Toy delikanlılar meraklı anlattıklarımıza
İnsanın yasası nasıl olsa meraktı.
Meraklar âleminde
Meraklı olarak hüküm sürmemek elimizde miydi?

Hanımın kurduğu sofranın
Lezzetini anlatacak Mürekkep var mıydı?
Biz tokuştururken kadehlerimizi
Büyük oğul bizden önce dalmıştı
Sırlarla dolu âleme.
«Ben mal ya da davar gütmem» diyordu.
Hayatın yasasını yazana
Bir haykırıştı bu
Fakat ne yapmalı?
«Hayat katarını yoldan saptırmalı» diye
Geçiştirdi aklından
Belliydi gözlerinden
Bir kadeh daha kaldırdık
Ve söylendim:
Kader yasaları aşk gibidir
Gün gelir o da biter
Başka bir kaderde yasalaşır.

Anıl Eser
Kayıt Tarihi : 28.9.2021 00:27:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Anıl Eser