Atatürk benim Başöğretmenim! Her öğrendiğim beni öğretmenliğe ilerletiyor, öğrettiğimi öğreniyorum! Öğretmene muhtaçlıktan, bir öğretmene karşı ses kontroldan çıkıyorsa, çevreyi artık ciddi bir bakışla duymanın ve onarımın zamanı gelmiştir. Atatürk benim Başkomutanım! Konuşmayı sanat öğrendiğim her duruş beni sanata ilerletiyor, konuştuğumu duruşumda öğreniyorum. Komutana muhtaçlıktan, bir komutana karşı söz kontroldan çıkıyorsa, yöreyi artık ciddi bir bakışla duymanın ve onarımın vakti gelmiştir...
Bu ödev Tarikatın eline geçerse, vay gelecek neslin haline. Uşaklık etmeyi öğrenmiş olacak parası olan kula... İnsanlık diye ne anlatılacak, kim konuşacak acaba? Puta tapıcılık zamanına özenti ve hırsın bu inatlığına önlem alınsın artık....
Ar meydanında duran anne olacak yine, bu açılan yarayı sarmaya mücedele verecek olan, er meydanında Baba diye çul çaput hırlatanlar çoğaldıkça... Toplumda ve hukukta örneğin; terbiyesiz eylemde bulunuyor, terbiyesiz demeyin, kanun kacağı demeyin demek ne demek? Sözlüklere akan ırz sapığı, Allah`ın indirdiği dört kitapta da: Şeytan anlatılıyor, aman dikkat et, çoğaltma, çoğalttırma toplum huzurunu koruyacak kurallara bu sapıklığı diye... Anne baba ödevi acaba ehliyete tabi tutulsun mu sorusu soruluyor zaten. Hüzün veriyor bu soru...
Sürekli olarak huzuru bozan bu Yahudi-Vatikan-Arap birliği yemi olan Tarikat için çalışma alanı işte bu: Örneğin; parayı sanılır ki bir yapılanma için kullanmaya sunuyor, oysa hem tefecilik besleyerek, hem öyle ilerlediler ki, çete değil hükümet kuruyor ve krediyi ticaret ediyorlar. Krediyi dahi ırzı sızlatmaya öncelliyorlar. Paralarını özel hallerine harcarken de görülür görgüsüzlükler, çok da çalışılmış zaten kitaplar ve romanlarda da. En değerlisi ise Tarihler boyu ve hep toplamı anlatılıyor, parantez içi bir tanımla hani, edepsizlikler diye...
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta