bir rüya gördüm dün gece
şimdiye dek gördüğüm
kabuslar gibisinden değildi
Çalışırken seni saklamaya,
Haberim yok, hissetmedim hiç! .
Dağlar devrilmiş omuzlarıma.
an gelir ya hani...
yüreğinde;
taş ocağı patlar da,
titerken bedenin, sarsıntılarıyla
dişlerin kitlenir,
sözcükler düğümlenir boğazında
Sormadım hiç dost gönüle
Neden? Niçin? Nasıl? Nerede?
Koparır bilirim, kopmaz sanılan bağı
Kalbe düşen en küçük şüphe
Yaşanmamış sayarım dostsuz geçen zamanı
Bir yudum mutluluktu, tek ümidimiz,
Hiç içilmemiş dünya zehiri tattık! .
Gerçekler zulüm dolu, gerçekler acımasız,
Yaşamak, düşlerin gölgesinde artık!
Bir gurbet, bir hasret şarkısı dolaşır dudaklarımızda,
Duygusuz sanma sakın duvarları
Saklar içinde yıkılana dek sırları
Neşe dolar sen gülersen eğer
Hüzünlüysen duyarsın hıçkırıklarını
Hayat oldukça yorsa gerek
Taşıyamıyor yükleri artık Hamal
Dağları taşırdı denizlerin ötesine
Denizleri taşırdı dağların ötesine
Yine de...
Yüksünmezdi hiç eskiden
bir alev bulutunun gölgesinde
ilk kez merhaba demişim dünyaya
merhaba dünya, merhaba...
benek benek gölgeleri sinmiş kundağıma
salıncağımı bile
onun sünen alevi sallamış
Ne doyumsuz bir aşk dır beklediğim
Ne de bir gül bahçesi özler yüreğim
Eksilmesin benden hiç, “dost’tan merhaba”
Muhtaçtır; içten bir gülümsemeye gözlerim
bir dost omzunda eritebilmek hüzünleri
ve de çoğaltmak yine sevinçleri
ne çok isterdim...
ne çok isterdim;
yüreğimde kopan fırtınaları
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!