Tanrı’ya yakınlık için Peygamberin yaptığı
Fedakarlık, koç kesmemektir.
Ama koçun melemesi nerede,
İnsanın feryadı ve çırpınması nerede?
Halbuki Ulu Tanrı bize veya ona inayet olarak,
O koçu ululukla vasıflandırdı.
Bu inayet hangi ölçüdendir bilmem.
Şüphe yoktur ki iri cüsseli hayvanlar,
(Deve, öküz, manda) koçtan kıymetçe üstündür.
Fakat kurban, yani Allah’a yakınlık nezri için,
Semadan koç indirildi.
Ne olurdu bilseydim, bir ufacık vücuduyla
Tanrı Halifesi yerini nasıl tutabildi?
Bilmez misin ki fedakarlık işinde,
Kar çokluğu ve zarar azlığı vardır.
Şu halde,
Cansız cisimlerden daha iyi mahluk yoktur.
Ondan sonra da,
Kıymet derecesi itibariyle bitkiler gelir.
Otlardan sonra da,
His sahibi hayvanlar gelir.
Halbuki bunların hepsi,
Halifeliği keşif, izah ve burhan ile bilirler.
Adem adıyla anılan mahluka gelince:
O akıl, fikir ve iman bağı ile bağlıdır.
Şeyh bin Abdullah ve
Bizim emsalimizden olan,
Tahkik ehli kimseler böyle dediler.
Çünkü biz ve onlar ihsan makamındayız.
Şu halde hakikati benim gördüğüm gibi gören,
Gizli ve aşikar benim sözümü söyler.
Bizim dediğimize aykırı olan sözlere aldırma,
Buğdayı çorak yere ekme.
Onlar, Kur’an’ın açık ifadesinde,
Masum Peygamberin (as.) bize,
Dinletmek için misal getirdiği,
Sağırlar ve dilsizlerdir...
(Fusus'ül-Hikem'den.)
(21. Şubat. 2007 - İzmir)
Ali OskanKayıt Tarihi : 21.2.2007 01:13:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Masum Peygamberin (as.) bize,
Dinletmek için misal getirdiği,
Sağırlar ve dilsizlerdir...
TÜM YORUMLAR (1)