Biraz Soyunsan Hallolacaktı Her Şey…
Mahalle takımına seçilen çocuğun heyecanıyla kıyasla temennilerini
ve anla hiçbir dileğin gerçek, gerçeğin tarihsel değişim sürecine denk düşmeyeceğini
içini çekerken yuttuğun cehenneminden seslenip içime
yangınlar başlatan duyarsız kibrit çöpüne sinerse korkuların
Tüy dökücü kremin kayıp ilanında bulduğu bacak arası kıllarıma inat
cesedine oynuyorum son duamı.. göğsün çıksa da falda kalbime
ölmek için fazla engebe..!
Sahipsiz bir dua bu dilimdeki
memelerimi güneşe salıp, en yüksek dozda yakın n'olur!
Sevişmelerin yangını kanıma setler kurmuşken
Attila’dan ödünç aldığım bir Nazım şiirini
Ya da babamdan bedavaya getirdiğim hayatı
penceremden sarkıtıp,
ayartmaya istekliyim bu saatte
meydan saatlerini.
Derin deri izleri olsun istiyordum.
İzlerin izlenmesi kolaylaşabilirdi böylece. Haritalar kadar net ve ayrıntılı olsun istiyordum. Fakat ayva tüyleri buna izin
vermiyordu. Acemi katillerden biriydim. Tırnaklarımı geçirdiğimde kör lekeli elleriyle karşılık vereceğini sanıyor, kolay ve sessizce olmasını hiç beklemiyordum. Sanki bu anda afallayacağımı anlamış ve işimi kolaylaştırmak için sessizce bekliyor gibiydi. Az sonra iki kişi arasındaki sonsuz boşlukta kaybolacağını anladığında gözlerini oynatıp bir şeyler söylemek istemişti (belki de söylemişti) . Ben çabuk davranıp ellerinden korktuğumu belli etmeden serinkanlı katiller gibi işini bitirmeliydim ve öyle de yaptım. Soluksuz yaşamak istediğim yalnızlığa kavuşturmalıydım düşümü...
kurbanlık hayvanlar gibi asileştiğinde
düşün, sadece düşün
yaşamak için bir intihar vodvilinin yeteceğini
-ki bu durum Tanrının imha pimini çekmesini gerektirmez, -emin ol!
elektronik çığlık yayan çılgın kahkahaya tutunmuşken
yarı yolda suikasta uğrayan paraşütçü birliklerini de düşün
Kum denizin kanıtıyken sahil armağan edildikçe
tenini sevgi ve hayattan tecrit etmesi emredilen
iskelet gülüşlü sarışın kadavra
eğer bu cümleme yasadışı yollarla girmeye kalkarsan
hayatın denize girer, sahilinde izi ayaklarının
Kaprisi diyete durmuş vardiya amiri kadar
Başka kim mahpus ki başka içlere
Naftalin basmayı sevdiğim teniydi yalnızlık ölülerimin
Bu kötü: belki çığ düşer elime
Harç olmuş tek duanın duvardaki yansımasıyla
Paranoyanın öte ucuna çıkıyor gölgem, boy verince su…
morde ratesden,
esur tinda serg! teslarom portog tis ugor anleter, ferto tagan ugotahenc metoy-doscent zist. norgunk!
ubor-metenga (O.A.)
Naçizane bir tebessüm yağdırırken tanrı varoşların siyahına
Eyvahına sığınıyorum tedirginliğinin
Sağır oluyor şair üslubum
Uzatıp inziva kılıfına hebanın çiçeğini
Renkleri atılgan, bir cehennem doğuyor sinsiliğimde
Ateşin suyuna yürürken birleşip sevgilimle
İnsaniyet namını salan en büyük uşakken
ben insanlık zırhımı çıkarıp geldim
gözleri oyulan şahin gagasında.
Gözaltında tutuk bir tetiğim
giyotin nedir biliyorum
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!