MUHARREM KUŞBURNU
“ERKEĞİN SESİ” Programını sunar…
-Değerli konuklarımız Erkeğin Sesi programına hoş geldiniz. Ben program sunucusu Muharrem Kuşburnu. Her hafta olduğu gibi bu hafta da erkeğin sesini duyuracağız sizlere…
Bir anda salonu alkış sesleri kapladı. Gündüz Programlarının bir numarası Muharrem Kuşburnu ve seyirciler öyle bütünleşiyorlardı ki sormayın gitsin. Reyting rekorlarını alt üst eden “Erkeğin Sesi” programı diğer programlara açık fark atıyordu.
-Sayın konuklar ve televizyon başındaki sayın seyirciler, bu haftaki programda bir okey masasında meydana gelen kavgada, kahvehanenin ortasında birbirine giren Otlak Ali, Fırıldak Ömer, Uyuz Hüseyin ve Çay içmez Necati ile başbaşayız. hoş geldiniz beyler,evvela sizden başlayalım Ali bey.Kısaca kendinizi tanıtırmısınız?
-Teşekkür birader.Adım Ali. Kahvehane sakinleri şahsıma Otlak Ali derler.
-Peki size neden bu lakabı taktılar?
-Anlatıyoruz ya kardeşim.Altı aylık mısın nesin yaa! ..
-Pardon, devam edin lütfen.
-Sayın Kuşburnu, güya oyun sırasında arkadaşlardan devamlı sigara istiyormuşum da. Masanın üstünde içilmeyi bekleyen sigara paketlerini özelleştiriyormuşum da falan filan işte. Hepsi yalan birader. Ben sadece unutkan bir insanım, anladın mı. Sigara paketimi genellikle evde unuturum. Yani her arkadaştan birer sigara içmişim çok mu?
Çay içmez Necati dayanamadı:
-Ali bak, yine yan yatıyorsun.Dün bir paket sigara almıştım. İçinden sadece üç tane içebildim. Hepsini sen bitirdin yalan mı?
-Bak Necati şurada yetmiş milyonun önünde bi kafa atarım sana, reklam arası versinler diye yalvarırsın sonra.
-Arkadaşlar hop…hop… durun yahu, söz vermeden kimse konuşmasın. Evet Necati bey sıra sizde..
-Teşekkür ederim sayın kuş gagası.
-Kuşburnu efendim.Muharrem Kuşburnu.
-Pardon…pardon… adım Necati. Kahvehanede çay içmeyi sevmediğim için bana çay içmez Necati diyorlar.
-Neden içmiyorsunuz Necati bey?
Otlak söze karışır.
-Neden içmiyorsun Necati.Kendine bir çay söylerken bize de söylesen ne olur yani.Sen delikanlımısın be..
-Ali bey..Ali bey…Yani otlak Ali.Müdahale etmeyin.Size söz hakkı vermedim.
-İnşallah seninle dışarıda karşılaşırız sayın sunucu.Bana söz hakkı vermemek ha! ..
-Evet sıra sizde Hüseyin bey, sizin uyuzluğunuz nerden geliyor?
-Sayın kuştüyü, ama böyle de sorulmaz ki. Ne demek uyuzluğunuz nerden geliyor.Konuşmuyorum işte.
-Kuştüyü değil…Kuşburnuuuu. Tamam…Tamam. Hüseyin bey kendinizi tanıtırmısınız?
-Hah..şimdi oldu. Adım Hüseyin. Ben okeyi biraz düşüne düşüne oynarım. Herkes yavaş oynadığımı söylüyor ama ben düşünerek oynuyorum.
Otlak yine dayanamadı.
-Yahu uyuzcum.Sen bir taş atıncaya kadar altındaki adam dışarıda yemek yiyip üstüne de bir kahve içiyor. Sen harbi uyuzsun be..Hah.Hah.
-Bak otlak.Sana söz hakkı verilmedi.Şimdi hiç konuşmadan dinlemeyi öğren biraz.
-Bak uyuza bak.Bir de dikleniyor.Sayın sunucu lütfen reklam arası verin.Bu uyuza yapacaklarımı kimse görmesin.
-Sayın konuklar lütfen sakin olalım.Sıra sizde Ömer bey.Sizin başınız diye sargılı öyle?
-Adım Ömer. Okeyde çok şanslıyımdır.Çoğu zaman çift okey gelir bana. Ben de fırıldak gibi dönerim.
-Peki başınızdaki sargı! ...
-Şimdi oraya geleceğim. Taşlar dağıtılacak,otlak ile karşılıklı zar atışıyoruz. O beş attı, ben üç. Yani beşin üçü. Taşları dağıttım ve okeyi açtım.Kırmızı yedili çıktı, yani kırmızı sekizliler okey.
-Eee
-Istakaya bıraktım taşları yavaş yavaş.
-Sonra…sonra..
-O ne be! Bir de baktım ki iki tane kırmızı sekiz gelincik gibi duruyor. Diğer taşlara baktım. Hepsi de kuzu gibi sıralanmış. Bir tek siyah dörtlüyü bekliyor. Siyah dörtlü gelirse daha bir tur dönmeden okey dışarı yapacağım.
-Geldi mi…geldi mii?
Otlak yine dayanamadı:
-Sayın kuş beyni.Saygıdeğer sunucum, eskilerdensin galiba.
-Kuş beyni değillll.Kuş burnu tamam mı, K-u-ş-b-u-r-n-u anladın mı otlak? Siz devam edin Ömer bey.
-Bizim uyuz on dakikalık bir düşünme süresinden sonra siyah dörtlüyü atınca iki parendeyle havada kaptım taşı ve hemen okey dışarı..Sonra..sonrasını hatırlamıyorum işte…
-Evet sonrasını hatırlamamanız normal. Çünkü yanınızda oturan çay içmez Necati’nin ıstakası kafanızda patladı. Evet Necati bey, neden ıstakayla Ömer beyin kafasına vurdunuz?
-Vallahi sayın kuş kanadı..yani..pardon kuş burnu. O anda elime başka bir şey geçeydi onunla vururdum. Bir de benim açımdan bakın olaya. Benim de bütün taşlarım hazır gelmiş. Elden açık durumdayım. Nasıl olsa oyunun başı diye bir tur döneyim belki yerden okey çekerim dedim. Baba, daha bir el dönmeden bizim fırıldak şırak diye okeyi vurmaz mı? Sanki benim kafama vurdu. Hiç olmazsa bir tur dönsün değil mi ama. Orada tutamadım kendimi işte.
-Peki.şimdi bir telefon bağlantısı var. Kahvehane sahibi Bahri bey telefonda. Alo…Alo
Telefondaki ses cevap veriyor:
-Tursil…tursil.
-Alo Bahri bey espri mi yapıyorsunuz şimdi?
-Hah..hah..Ben esprilerimle adamı Şok’a sokarım. Sonra Migros’a gönderir Tansaş’ta da iki tur attırırım.
-Püff espriye bak..Bu sıcak havada iyi serinlettiniz. Bahri bey olayı anlatın lütfen.
-Sayın Kuş tırnağı! .
-Kuş burnu efendim kuş burnu.
- Ha evet sayın Kuşburnu. Evvela bu fırsatı bana verdiğiniz için teşekkür ederim.
-Sizi dinliyoruz.
-Efendim o gün Otlak Ali yine otlanmaya devam ederken…
-Hop..hop…Bahri abi..Bak yaşına hürmetim var.Beni karıştırma.
-Karıştırsam ne olacak yani, çay parası vermeden sıvışacak mısın. Tedaş elektiriğini kesti zaten ben de çayını keseceğim.
-Bahri abi..Bahri abi..Olayı farklı boyutlara taşımayalım lütfen.
-Evet Bahri bey..sizi dinliyoruz.
-Evvela bana bu fırsatı veren Erkeğin Sesi programına çok teş…
-Daha önce teşekkür etmiştiniz. Devam edin efendim.
-Aslında ben olay sırasında tuvalete girmiştim.Yani af edersin küçük su meselesi. Tuvaletten çıkarken bir gürültü duydum ve doğru olay yerine geldim. Bizim Fırıldak Ömer’in kafası anlayacağın Tukaş salça…
-Anlaşıldı beyefendi, siz olayın birinci derecede şahidi değilsiniz.Bizleri aydınlatamadığınız için sağolun. Şimdi tekrar konuklara dönelim.Evet Otlak Ali, Bahri bey olayı sonradan görmüş ve müdahale etmiş. Siz ne diyorsunuz?
-Şimdi bakın sayın sunucu. Olayı irdeleyecek olursak bu Ömer denilen cacık malzemesi adamı kanser eder.
Ömer söze karışır.
-Otlak cacık malzemesi derken hıyar mı demek istiyorsun yani?
-Hayır canikom.Yoğurt demek istiyorum.
-Haa öyle mi? Bana bak zaten oyun sırasında kaç defa taş arakladığını gördüm.Yanlış cümle kullanma sakın.
-Ben mi taş araklamışım.Bana iftira ha…Ben senin…
-Ben de senin!
-Yahu sayın konuklar…Ulan sayın konuklar…Değerli seyirciler reklamlardan sonra yine beraber olacağız.Erkeğin Sesi Programındaki şenlik devam edecek..Nasıl devam edecek ben de bilmiyorum..Ahhh..gözüm..İmdattt.
-S O N -
Mehmet Emin ErmekinKayıt Tarihi : 2.1.2008 22:09:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Güzeldi...
Sevgili kardeşim : Mehmet Emin Ermekin
Bu saate ilaç gibi geldi. Tebrik ediyorum. Başarılar adınız ile anılsın.
Beğenerek ve saygı duyarak okudum. Usta kaleme Tekirdağ^dan İkinci tam puan geliyor.
Her şey sizin ve sevdiklerinizin gönlüne göre olsun.
Sevgi ve saygılarımla.
Dr. İrfan Yılmaz. -TEKİRDAĞ.
Selma güneş.
Bir tebessüm de benden olsun size.
Hanım kovdu..kıraathanesi....
Bir telaştır..geçti yıllar...
Okul., iş.,evlilik...çocuklar...
Olduk...
Okuldan mezun...işten emekli...
Evlilik yorgun..çocuklar büyüdü..sorunlar feryat..
Yahu tutun..! yakalayın..kaçıyor hayat ...!
Kalktı,gardolaba naftalin poşeti ile..
Takım elbise... resmi kravat....
Odacı'ya teslim ettim...
Kaşe'leri, evrakları...
Maaş kuyruğunda anladım...
Ne onay kalmış,ne makam,ne rütbe ne istihbarat...
Hep beraber kuyruktayız..hepimiz yorgun erat...
Emeklisin ya.. erken kalkma sabahları...
Biraz daha yat....
Dikildi tepemde kredi kartı,aidat..
Hadi yat kolaysa...yatabilirsen yat...
Kahvaltıdan kalkınca elimde alışveriş listesi...
Misafir gelecekmiş, mutfakta börek tepsisi..
Cepte'ki son parayı aldı zaten bizimkisi...
Hiç bitmiyor..darphane'nin çilekeş mesaisi...
Mahalleli davet etti,yeni bir yer açılmış...
lafın belini kırıp, gel bir fayans dizelim..İ
İki mars, bir oyunda tavlayı ögretelim....
Yahu! adres neresi.....
Gülümsedi birisi...
Adı dedi...hanım kovdu kıraathanesi...
Selma Güneş
yani ancak bu kadar olur sayın kuşgiribi..pardın sayın ermekin..
bu kadar gerçekçi ve bu kadar gülünç. çevremizde benzeri diyaloglar o kadar rutinleşti ki gülmek aklımıza gelmiyordu bile..
bu tür çalışmaların devamı gelmeli mutlaka..
selam ve muhabbetle.
Her şey beleşten gelmiş ağama
Canı beleş soluğu beleş
Asalak bir yaşam seçmiş hayatı beleş
Cebi sırtına dikili doğuştan cep beleş
*
Sigara almaz cebine otlakçı
Çakmak elinde çak çak
Ver adama bir cigara beleş
Havada dumanıda yutacak beleş
*
Bir bardak çaya yanına kısılır
Onurunu masada bırakır beleş
Yüzü kösele olmuş kızarmaz
Sen utanırsın onun yerine utanmakta beleş
*
Aptal yerine konduğun sana zarar
Utanıp sıkıldığın hayıflandığın zarar
Bu günüde kurtardı karda adam
Ekmek elden su gölden
Felekten bir gün daha çaldı beleş
.......
Arap Kurt
Saygı değer ustam :siteye yeni girdiğim sıralarda aynen sizinde konu ettiğiniz kişileri ve kahvehane ortamını bir şiirimle dile getirmeye çalışmıştım.....yorum olarak bunu eklemek istedim affınıza sığınarak....
yeni yılda huzurunuz daim olsun
saygılar
TÜM YORUMLAR (4)