Bunun zorluğu hiçbir şeye benzemez;
Sağa dönsen olmuyor,
Sola dönsen olmuyor,
Bir mengene ki;
Sorma gitsin
Istırabım haddini aştı,
Dedesi kızdı en sevdiği torununa,
Ne yapsın masum,
Yerine oturdu o günahsız,
Yüzünü astı masumane,
Dedesi sert çıkmıştı bu sefer,
Nenesine ben küstüm ondan dedi;
Har karışı bir sahne; zamandan gösterge,
Evvelinden muzdarip; tüm nazarlar üstünde,
Dünyayı birbirine bağlayan kilit hükmünde,
Sen bir harikasın Anadolu, güzelliğin üstünde…
Mazide bıraktığın heybetine dünya hasret,
Ol kim kusurun söyleye,
Ol kim hatanı yüzün vura,
Sabır gönlüne miftah ola,
Anın derviş olur,o zaman…
Yine bir ölüm rüzgarı esti,
Ayaklarımı titretti de geçti,
Ölüm ölüm! değil ölüm…
Korktuğum ölüm değil, günahlarımdı…
Yüzümü kara etti günahlar,
Nasıl çıkar suçlu hakimin karşısına?
Kan, damarda güzel,
Dost ise yanında güzel,
Düşman, pusuda güzel,
Çay, bardakta güzel,
Meyve, dalında güzel,
Sabır, kıvamında güzel,
Gece ve gündüz misali,
Kavuşması ayrılık gibi,
Bir tarafta benim öbür tarafta hasret,
Çile bitmez imtihanına sabret…
Çayımı yudumlarken tattığım,
Kum yığını içerisinde tek tane,
O seni bulur, sen onu arama,
Nasıl yaşadın sa gelir başına,
Tek tane, tüm yığın karşısında...
Bitmeyen ve durmayan bir şey,
Gece rüyası, gündüz hayali,
Tıkır tıkır işleyen beyin,
Bakarsın bir ân Şamda,
Bir ân Halep’te,
Tutmazsın ki;
İşte nefsim;
Bu dur hakikat payı,
Gönlümde ki en büyük sıkıntı…
Sinemdeki perişaniyettir bu…
İşte en büyük derttir bu…
Nefis hesabına bir hayat,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!