Hep yüreğimde bir şeyler eksik,
Gün olmuş ne farkeder,
Duvarımda hala aynı görüntü,
Hiç aklımdan çıkmayan bakışların,
Beni sürgüne götürürler sanarım,
Sen yoksun,
Sabah olur düşerim yine o sonsuz yollara,
Ansızın yakar tenimi o bakışların,
Ben kendi içimde kaybolurum,
Sana her sabah hoşça kal diyemeyişim sonsuz boşluğa salar beni,
Şimdi sen benden çok uzakta bir şehirde,
Ben ise yaban ellerde,
Sana son gelişlerim tükendi bitti,
Ben kendimden gideli,
Bakışlarımda bir hüzün bir keder,
Anlatılmaz bir şeylerin o yorgunluğu,
Yakıyor beni parçalıyor yüreğimi,
Nerede olduğunu bilmediğim bir hüsran var şimdi ellerimde,
İçimi ansızın kavuran karanlıklara yasladım başımı,
Bu son gecede,
Parmaklıklar ilk defa bu kadar kırılgan oldular bana,
Hapishane ey hapishane,
İçime gömülü bir bahçem sefil,
Yüzüme gülen bir gardiyan,
Bir bilinmezlikle başlar günüm,
Kendimi ararım nerede kaldığını,
Her elimi attığım nesne bir hançer gibi saplanır yüreğime,
Kaybolduğum kuytular gelir aklıma,
O hiç çıkamadığım gaya kuyularında,
Ben bir bilinmezlik yaralı yürek,
Her sabah seni görüp de yüreğime yangınları ekledim ben,
Bir telaşlı gündü yine yüreğimin kapıları açık sana gir diyemedim,
Dağıldı dünyam boz bulanık sular gibi,
Dudağımda hep aynı söz adın gizli,
Öylece bakışlarımızın arasında yüreğimin kapısı açık gir diyemedim,
Öylece çekip gittin bir söz söylemdin bir günaydında yererdi sevdiğim,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!