Evli çocuklu kendi halinde dümdüz sadece insan
Bir bakışın indi gönlümün üstüne,
Teninde saklanmış güllerin özü.
Kalbim dönüştü bir yanık destana,
Dokundu gözlerin yitik bir söze.
Kayboldum içimde suskun adımla,
Bir gülüşüne sığdırdım tüm mevsimleri,
Gözlerinle aydınlandı gecemin karanlığı.
Ne yana dönsem, hangi nefesi içime alsam,
Sensiz eksik, sensiz yarım kalıyor dünya.
Bir gülüşüne sığdırdım tüm mevsimleri,
Gözlerinle aydınlandı gecemin karanlığı.
Ne yana dönsem, hangi nefesi içime alsam,
Sensiz eksik, sensiz yarım kalıyor dünya.
El değmiş gibi rüzgâr saç uçlarını düzeltir,
gün eşiğinde durur; pencerenin demirleri
gölgede ince kıvrımlar çizer.
Yüzünde dağılmayı reddeden bir sükûnet var;
uzun bir yürüyüşün sonunda verilmiş kısa bir mola.
Bir ışık düşüyor gözlerime,
Adını bilmediğim bir huzurun rengiyle.
Ne fırtına kalıyor içimde, ne telaş,
Gülüşün, en dingin liman bana.
Hatunum,
Sana dokunmak değil yalnızca,
Sana karışmak istiyorum.
Ellerimin seni tanımadığı tek bir yer kalmasın,
Teninin sıcaklığı avuçlarımdan taşsın,
Nefesin boğazımda, kokun aklımda zincir olsun.
Senin omuzlarında
mevsimler değişti sessizce,
yağmurlar geçti,
güneşler battı,
ve rüzgâr bazen soğuk esti yorgun yüzüne.
Sana her bakışımda
Daha önce hiç aşık olmamış gibi başlıyorum,
Sanki kalbim seni görmek için
Yeniden yaratılıyor.
Her seferinde
Her Sabah Yeniden
Sen,
Güneş yorgunu perdeleri aralayan
Ve kahvaltıya bal süren ilk sıcaklık.
Derin bir nefes almak kadar güzel, yüzünün masumiyetini bakmak.
Ve iftarda yakılan sigara kadar baş döndürücü.
Ve sigarayı atmadan önce aldığın son fırt kadar değerli, aynı zamanda gerekli.



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!