Sana her bakışımda
Daha önce hiç aşık olmamış gibi başlıyorum,
Sanki kalbim seni görmek için
Yeniden yaratılıyor.
Her seferinde
Sabah ezanıyla uyanmak kadar huzurlu,
Sesini duymak…
Ve ilk yudum çayın boğazda bıraktığı sıcaklık gibi sarsıcı.
Bir çocuk gülüşü kadar içten,
Yıllar sonra açılan bir sandıktaki eski mektuplar kadar hatıra dolu,
Kanlı kılıç gibi keskin olsam da,
Senin yanındayken kınımdayım ben.
Bir fırtına gibi yakıp yıksam da,
Senin yanındayken limandayım ben.
Karanlık gecede yollar bulduğum,
Serseri kurşun gibi dolaşıyorken,
Bir anda mum gibi erir olmuşum.
Her gelene kurban gibi bulaşıyorken,
Senden sonra ben, İsmail olmuşum.
Gecelere suskun, yüreğim dilsiz,
Sen geldin…
Ve yıkık duvarlarımda yankılandı ilk defa hayatın sesi.
Senin adınla aydınlandı gecelerim,
karanlığa bile yakıştı umut.
Sen olduğunda, 
Griler en renkli tonlara dönüşüyor.
Sessizliğin bile şarkısı sensin.
Ve ben sadece sana bakarak, en can alıcı tonları görüyorum.
Dil pembesi, dudak kırmızısı, güzelliğin ve şehvetin 50 tonu.
Kısacası çiçek bahçem,
Senin gözlerindeki yorgunluğu ben kalbimle öderim
Gecenin en karanlık yerinde bile,
Bir kıvılcım gibi yanar gözlerin,
Ve ben, paramparça bir kalp ile
Sana akarken tükenişimi seyrederim.



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!