Soğuk bir kış gecesi emince memesinden..
Kızıl saçları minik elimde
Çocukluğumun şehrinde gezdim
Kocaman kırmızı ayakkabılar
Yarım topuk yürüdüm
Sanki önceden gördüm her şeyi
Yıllar sonra döndüğümde,
Bu şehirde,
Bu şehrin buzlu caddelerinde,
Senden bir iz,
Senden bir giz bulamazsam,
Kokunu duyamazsam
bir...
Yalan hayatlar yaşadım
nagah kaldırım sevdalarının seğirttiği..
Yağmuru özledim ben
Yağmura değmeyi rüyamda
Yağmur olmayı
Rüzgar esip bulutlar dağılınca
Bahar havasıyla karışık kokunu özledim
Saçlarının arasından güneşi izlemeyi
Bana gelmeni bir kış günü
Kış şehrinin buzlu sokaklarından geçip
Karşımda durmanı
Kalbime dokunmanı
Bana doymanı..dokununca
Doyunca ağlamanı..
Seninle bir hayatı özledim
Seninle bir olup
Huzur pınarından kana kana içmeyi
Ve her şeyi tastamam bir bebek gibi
Uyuyakalmayı özledim tüm dünya uyanıkken..
Dışarda şehrin homurtusu
Kalabalık sokakların uğultusu
Kulağı kesik çocuğu kıskandırırcasına
Uykuda kalmayı özledim..
Bir telefon sesiyle sonra
yanı başında irkilmeyi rüyamdan
Sarılmayı özledim sana
Yaşamaya dört elle sarılır gibi
Yeni açmış çiçeği koklar gibi
Gözlerine dikip gözlerimi
Her şeyi tastamam bir bebeğin
annesine baktığı gibi
Seni sevdiğimi söylemeyi özledim…
I miss you so much...
Bu bilinmez şehirler gibi
kalbimizde sakladığımız
Yaralandığımız
Sevişmeden öldüğümüz
Daha savaşmadan öldüğümüz bu
Bir bayram olsaydı keşke
Sen dersin ki elbet ağlatan var
Ağlattıkça sonra güldüren var
Bekleriz bin asır kim gelecek
Kapımızda ağulu akrep yatalı beri
Bir başına engin olduk biz
İsyanım büyük
Biliyorum
Günahım çok
Yaşlandıkça ellerimde çok kir birikti..
Verdiklerin ve vereceklerin için
Ödeyemem borcumu ne yapsam
Sesler kaybolunca
Uzaktan gölgelenince hava
Kuyulardan çıkan çocuklar bir oyuna başlar
Sana değmesin diye bu rüzgar
Elleri değmesin diye
İçin üşümesin diye yağan kardan
Kendilerini yaktılar kuyulardan çıkan çocuklar
Ben evet ben
Hep bir beni anlatma sevdası bu satırlar
Şiir dediğim şeyler
Bir sürü fasa-fiso aslında
Aslında
Seni anlatmak vardı kuyulardan çıkan çocukları bekleyen annelere
Ellerini tuttuğumda kuyudan çıkınca
Kalbimin neden yerinden oynadığını
Ve kış şehrinde bir uğultu koptuğunu
Seni gördüklerinde yanımda
“ İnanma ona… Gülüşü sahte … elleri siyah.. “
“ Adanmışlığı sende buldum dese de inanma ona ”
Ve neden hepsine inat
Beyaz ellerini gösterip
Bakın Ofelyanın elleri beyaz
Kurban olun siz Ofelyanın gülüşüne..
Bakın Ofelyanın yüreği beyaz..
Sizin gözleriniz kan çanağı olmuş yalnızlıktan
Ve kör olmuş
Ve ayırt edemez olmuş siyahla beyazı
Sevgisizlikten kalpleriniz pörsümüş diye koşarak
Neden hepsine inat haykırdığımı anlatmak vardı
Ve fakat ben kuyudan çıkınca baktım
Beni bekleyen anne yok
Beni dinleyecek kimse yok
Artık söyleyecek söz de yok..
Nöbetini tuttuğum
Dünyamı adadığım büyük sevdam var başucumda
Kuyudan çıktım ben
Kuyuda artık ben yok…
Bir adam şimdi..
Kendini astığı evin balkonunda
Simsiyah bir mavide
Bulanık ışıklarını izliyor Ay’ın…
Yanıp sönen kırmızı bir lambanın ucunda
Bir yalan bu şehir aslında
Havasına nefesini katıp
Böyle beklemek de olmasa seni
Yalan bu hayat
Külliyen yalan




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!