O kadar uzun yol geldim ;
Ama benden uzakta değilsin.
Hala dünümde duruyorsun.
Son gördüğümde hastaydın,
Bende seni ilk gördğüm anı getiriyorum aklıma,
Hemen iyileşiyorsun.
Kulağımda yağmur sesi,
Sanki her nota bir damlaya eş,
Yeryüzü, gökyüzünün bestesi
Rüzgâr da bir yandan ayak uyduruyor yavaşça
Bu dünya müziği seviyor olmalı.
En çok sen güzelsin, gökyüzünün grisi
En çok sen yakışıyorsun bu şehre
Yalnız bırakmıyorsun yaşlı gözleri
En çok sen yakışıyorsun kırık kalplere
Bu şehir bu tonuyla bir başka
Ankara seninle güzel, gökyüzünün grisi.
Bir şarkısı var gözlerinin,
Her namesi ışıl ışıl.
Ne gece kalıyor ne karanlık,
Her yer yıldızla doluyor.
Bütün enstrümanlar gözlerine aşık,
Gönlümde orkestra kuruyor bakışların.
Hasret, bulutların üstünde
Gökyüzünden düşen her damla, özlemdir.
Kavuşmalar, toprağın içinde
Açan her çiçek, solmak bilmeyen sevdadandır.
Cehennem çiçek açar mı?
Ne ateş kaldı benden ne de kül,
Senden sonra.
Bir cennet değilim ama
İçimde güller açtı, kokusu buram buram.
Seninle cennet bir köşem,
Bir adım sonram mutluluktu,
Ama acılarıma takılıp düştüm.
Kaynağı sonsuz acılara kapaklandım.
Erkenden gel daha gün ağarmadan.
Güneş el ele görsün bizi,
Gökyüzü aydınlanırken ağırdan.
Mavi mavi çarpsın ellerimize göğün teni,
Güneşin sarısı tam karışmadan gözlerimize.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!