Kimdi ki, bir zülfüne dünyanı bağlar gezdrer
Bir zerif mexluqdur çiyninde dağlar gezdirer
Sevgisi derya qeder, bir damlası gelmez dile
Eşq odur göz dillene, dil sirrini vermez ele
Ar eder, dil lallanar, üz allanar, dönse küle
Eşqi pünhan saxlayar, könlünde çağlar gezdirer
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Çeviri yapmak için o alanda ihtisas sahibi olması gerekir.
İngilizceyi ana dili gibi bilmeyen,ingilizce çevirisi yapamaz,yaparsa ne olur?
Farkedildiği zaman kınanır....demezler mi ki siz hangi delile dayanarak çeviri yapıyorsunuz?
Çeviri çok zor bir iştir.Hakkını vermek lazım,yeminli müşavirlik niye vardır?
Ayrıca,edebiyat mezunu olmayan,akedemik seviye de eğitim almayan bir kişi neye dayanarak ''gün türkçesi''başlığı altında kendince çeviri yapıyor.Bizim bilmediğimiz kelimeleri sözlükten bulma gibi bir aklımız yok mudur?
Şiir yazmak başka şey çeviri yapmak daha başka şey...
Bir dil bilimcisi olarak ben bile bir yer de yanlışlık yaparım diye çekiniyorum da(Allahtan korkuyorum)siz neye dayanıyor sunuz?
Kusura bakmayın söylemem gerekirdi.
Çeviri yapan şahıs,şaire hanıma müracaat etti.Şiiriniz güne gelecek dedi,o da eline çevirisini yazdı verdi.her ikisi de gündeme gelecek ya!
pes,pes..............
26-1-2011 tarihinde şaire hanımın seçilen şiiri;
Tamamıyla dost hatrı için tekrar asılmıştır.
İnsaf edin ya hu?
Murabba (aruz)
Mürebbe
Yoxdusa alemde hemdem, hemdemin olsun qemin,
Bir bele qem gezdiren qelbe haray salsın qemin,
Qelbe qem çalsın zefer, qelbe zefer çalsın qemin,
Qoyma ki, gözden süzülsün, qelbde qalsın qemin.
Qem ki, var qoydum deme qoy demlenib dem söylesin,
Tebimi qem sesleyib, hem derdimi qem söylesin,
Ferqi yox zilden desin, bemden desin, cem söylesin,
Qoyma ki, gözden süzülsün, qelbde qalsın qemin.
Öyreşib könlüm qeme, qemden hezer etmez könül,
Neylesin tenha qalıb, çün kamına yetmez könül,
Gözlere qemden bulud, çiskin gelib getmez, könül,
Qoyma ki, gözden süzülsün, qelbde qalsın qemin.
Xalide, her kim demiş “eşq aleminde karı var”,
Doğru olmaz, çün her eşqin men kimi qemxarı var,
Fexr ele qem mülkünün sen tek gözel memarı var,
Qoyma ki, gözden süzülsün qelbde qalsın qemin.
fAilAtün fAilAtün fAilAtün fAilün
''Bir zarif yaratılmıştır omzunda dağlar gezer''
''Bir'' kelimesi sırf vezne uydurmak için kullanılmış,şiir olmasına şiir,fakat kalas gibi duruyor.tadı-tuzu yok....
Ayrıca,geçen yıl da bu hanım şair günün şiiri köşesinde şiiri asılmıştı.Bu çok haksızlık,ondan daha iyileri var....illa da buraya gelip kendini göstermesi mi gerekir şairlerin?
Diğer bir husus ta Azeri Lehçesi,Türk lehçesine yakındır.Divan edebiyatı da öyle....neyin çevirisi yapılıyor anlamadım.Şaire hanım da not düşmüş zaten.
İşte kaleminin hakkı ile hak edilmiş.. mükemmel harika gibi sözcüklerin hisleri ifadeye yetersiz kalacağı.. başlı başına bir şaheser başlı başına çağlara meydan okuyup dim dik ayakta duracak bir eser.. ortaya çıkmış.. işte bu kadar güzel yazılabilirdi..okudum.. duygu girdabında eridim tükendim bittim.. ben bu güne değin bu güzellikte bir şiir okumamıştım.. ruhumuzda gül bahçesi açtınız.. eminim bu şiir layık olduğu yere erişecek milletin bağrında filizlenip yıllarca gönlüne konuk olacak.. okullar da edebiyat derslerin de okutulması gerekir bir çalışma bu.. nasıl emek sarfedildiği açıkca orta da.. her satır nakış nakış işlenmiş.. tebrikler ediyorum ben bu güçlü kalemi.. avuçlarım patlıyana kadar alkışlıyor.. şapka çıkarıyor.. önünüzde saygı ile eğiliyor.. tüm düğmelerimi ilikliyorum efendim.. kaleminiz daim olsun.. yürek sesiniz hiç susmasın.. kabul buyurmanızı istirham ettiğim tüm hüsnü hörmetlerim ve samimi içten dileklerim başarılarınız uluslar arası platform da da layık olduğu yere gelir ümit eder.. bu değerli nadide eseri gün birincisi seçen.. güzide jüriyi tebrik ederim.. işte gerçek sanat eserini tattırdınız bize..
Fazlasıyla hakedilmiş bir ödül bu şiir için günün şiiri olmak. Gerek konusu, gerekse işlenişindeki özen ve duygu yoğunluğu zerafeti ile... Kutlarım beğeniyle can...
Halide hanım,
başarılı,akıcı,âhenkli şiirçalışmanızdan dolayı sizi tebrik ediyorum.
+10 puan
Tam puanla kutluyorum.Çok çok manidar şiir ve öylesine derin bir sevgi..Saygılarımla
kutlarım günün şiirini anlamlı dizeleri güzel emeği
Kürt, Türk, Azeri bir arada dostça, kardeşçe, arkadaşça yıllarca yaşadık aynı köyde. Hâlâ da yaşıyor bizimkiler. İnanın köyümüzde hiç kimse bu kavganın, bu kargaşanın, bu rezaletin parçası olmamıştır, olmaz da. Neyse konuyu değiştirmeyeyim. Söylemek istediğim aslında şu: Azeri lehçesine âşinayım. Aynı köyde büyüdük, çocukluğumuz birlikte geçti. Çok dostum, çok arkadaşım var. Nasıl unuturum 'Aşağıdan kalktı bir akça geyik” türküsünü. Xalide Efendiyeva Hanım, sılaya götürdü şiiriniz. Dostlarımı, arkadaşlarımı yâd ettim. Her birimiz memleketin ayrı bir köşesindeyiz şimdilerde. Neylersiniz ekmeğimizin peşindeyiz.
Şiir mükemmel. Şairini ve seçici kurulu cân-ı gönülden kutluyorum.
saygılarımla
geçtim de sevgili Xalide
yar yoktu geçtiğim yerde...
bir sıra dağın eteğinde
oturup kalakaldım öylece...
şu kubbe altı çarkıfelekte
birbirini kovaladı mevsimler
kışta açan menekşe güzelliğinde
aşk bohçası yayıldı ecelime...
:)))))))
diyor ve candan kutluyorum
,güne düşen güzel şiirin için...sevgilerimle...
Bu şiir ile ilgili 61 tane yorum bulunmakta