Dinle, pencerene vuran şu rüzgarı,
Fısıldamakta geçmişten bugüne.
Bulamadı kışım yalancı baharı,
Yağmur düşsün manamın çölüne.
Hakk'ım bir aklımda bir olsun,
Dudaklarımda esması zikr olsun.
Ben ineyim dost, geldik yolun sonuna,
Bu son durak daha hayatın baharında.
İşte acı fren sesleri haykırıyor,
Zamanın doldu kalk,
Bitti artık, bu son durak.
Müsait bir yerde hancı,
Ey bedevi akıl! Vurgun sade suda mıdır?
Ölümü kalple görmeyen onu yok sanır.
Fikir ziyan olur, beden mahkum kafese,
Gaybı dert etmek değmez aldığın nefese.
Haksızlık değil mi bu?
Gördüğüm rüyaya.
Bir hale düşmüşüm, gerçek içimde,
Uyumak en güzel afyon.
Haksızlık değil mi bu?
Ağlamak solan güne.
Yine ıslak bir yol kenarında,
Ayaklarımda çamur,gözümde sen.
Aslında geriye her baktığımda,
Buğulu cama kazıdığım adın,
O şiir saatler duruyor halen.
İstifa ediyorum.
Yanlış duymadınız, bırakıyorum.
Bir iki söz verip size,
Alıp başımı gidiyorum.
Yokluğumu hissetmeyin diye,
Adını dudaklarıma sürmüyorum.
Ne kadar amaçsız ve lakayt,
Bir ömür geçirdin, heyhat!
N'oldu? Paraladın çemberi çapıyla,
Umudu kesip yuttun armudu sapıyla.
Silahlara veda edip düştük bitap,
Düşünmekten mecalim kalmadı,
Sonsuza giden tren hiç kalkmadı.
Ateş gönlümü bu kadar yakmadı.
Duygularım böyle rahat akmadı.
Yıllarca mutluluğu aramakla uğraştın,
Bana bir şiir yaz şair!
Noktalarda durmasın, beklemesin virgüllerde.
İçinde bağ bahçeler olmasın,
Geçmesin bülbüller de, güller de.
Yutkunamasın boğazlar, hıçkıramasın yürekler,
Bir kanca gibi saplansın gönüllere.
İnkar etmeye imkanım yok,
Her derdime derman bulmuşum.
Yerime, tahtıma bakanım yok,
Ben Hakk'ım ile insan olmuşum.
Yerim, yurdum, vatanım yok,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!