Geceye anlatırım seni,
Adını yıldızlar duyar, ben susarım
Bir rüzgâr eser, yüzüme dokunur,
Sanki ellerin  uzaktan, zamansız, imkânsız.
Bir yürek var içimde,
Sen yoksun,
Ve her dakika ağır bir taş gibi çöküyor omuzlarıma.
Gözlerim seni arıyor her gölgede,
Ama sen yoksun… sadece bir yankı.
Kalbim, kırık bir kuş gibi,
Geceler uzun,
Ay bile sessizleşir bekleyişimde.
Kalbim sana hasret,
Ama umut var hâlâ gözlerimde.
Her adımın yankısı düşer düşlerime,
Gözlerinde kaybolan bir ışığım ben, Dokunamadan yandığım geceyim. Her gülüşün, kalbime bir yara açar, Ve ben, sessizce kanarım, kimse bilmez.
Adını fısıldarım rüzgâra, Ama o bile sana ulaşmaz. Dudaklarımın ardında saklı bir sevda, Senin varlığında eriyip gider.
Kalbim sana köle, ruhum yalnız, Sevdamın karşılığı yok, sadece boşluk. Bir bakışınla unutulurum, Ama umutla beklerim hâlâ, Bir gün döner mi gözlerin bana?
Toprak uyanıyor, sesleniyor özgürlüğe.
Rüzgâr taşır adını, yankılanır dağlarda.
Serhat’ın taşlarında umut titrer,
Botan’ın vadilerinde süzülür sessizlik.
Köyler uyanır, tütün dumanı yükselir,
Gözlerinde kaybolurken zaman duruyor, Her sessizlik seni fısıldıyor bana, Bir gülüşün, yüreğime yazılmış bir öykü, Sevdam, adını anmadan bile seni çağırıyor hâlâ…
Geceyi beklerim, yıldızlar senin gözlerin olsun diye, Rüzgârda adını ararım, her esinti seninle dolu, Kalbim, seninle atmayı öğrendi, ama yalnız kaldı, Her anın hayaliyle yanıyor içimde bir ateş…
Sesin gelmese de kulağıma, ben seni duyarım, Bir tebessümün, bütün acıları unutturur bana, Ellerin dokunmasa bile ruhuma, hissederim varlığını, Sevdam, suskunluğunda bile bana hayat verir hâlâ…



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!