Ey erik ağacı,erik ağacı
Kök toprakta yatar,uzar dal ucu.
Gurbette hasretlik,âh nede acı
Söylermisin nedir,bunun ilacı
Sılada özlerler,kardeşle bacı
Âh bir haber aldım,o kaşları karâdan
Dedi ki muhabbet,dostluk kalktı arâdan
Sanki beni vurdu,kör kurşunla şurâdan
Âh sabırlar versin,bana yüce Yarâdan
Fayda görmedim ôf,pulunuzla parâdan
Bir umut
İsmi de umuttu bana bir umut oldu
Cananımdı benim yaşama nedenimdi
Mahzun mahzun baktı boynun bir yana yıktı
Yüzüm e bir baktı gönlümü yaktı da gitti
Yürekten ah çekti kaşların çattı gitti
Efkarlıyım yine bu gün yok bir iş
Gurbet diyâr'ında bir çile'li baş.
İçimde sıkıntı karanlık ve loş
Ağlamak isteğim çabalarım boş.
Ne yapıp etsemde hiç faydasızmış
Zalim gurbet elde bir güzel ağlar
Saçar gözlerden yaş pınarlar çağlar
Ahu zârıyla yüreğimi dağlar
İzin ver silem yar göz yaşlarını..
Hâzan vurur döner gazele bağlar
Benimkiside kendini kandırma,
El işin eğlencesinde unutma.
Ne bilir,senin yürek yangınını
Bilse dayanabilirmi sevdâ'na.
İnsan olanda yürekle oynarmı
Hayat geçip erdi,bak son bahar'a
Ömrümüz eridi,döndü buhara
Göz yaşlarım çağlar,vardı bihâr'a
Atalar yurdumuz,şehr-i buhâra
Bulutlar
Olsun bulutlar göz pınarın
Yağmurlar da olsun gözyaşın
Ah billur taneler dökülsün
Gönlüne de hüzün dolmasın
Doğar ceyhan nehri Elbistan ovasından
Dövüne çırpına geçer dağ arasından
Gıdâsın alırda söğütlü hurmana'dan
Bereket kaynağı ceyhan bir güzel nehir
Nasiplenir biraz Göksun’un ovasıda
Sudan mahrum çorak yeryüzü kurak
Meyve vermeyen ağac kuru yaprak
Şerha,şerha yarılmış kara toprak
Asuman'ın olup kevser dökeyim
Sen susuzluktan kurumuş merâ'sın
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!