Muhammed Gacar Şiirleri - Şair Muhammed ...

0

TAKİPÇİ

Muhammed Gacar

Ayrılıktan bu yana zaman geçmiyor
Geceleri gözümü uyku tutmuyor
Gönlüme artık söz geçmiyor
Ne olur dön bana sensiz olmuyor

Sabahlar olmuyor, güneş doğmuyor

Devamını Oku
Muhammed Gacar

Ey sevgili! Yetmiyor mu bana yaptığın bu eziyet?
Ya gönülden sev beni ya da şimdi veda et!
İster ölümlere at beni istersen insaf et
Ya çık gel tut ellerimi ya da şimdi veda et!

Devamını Oku
Muhammed Gacar

Geçen gün sandalıma bindim ve açıldım. Arkamı döndüğümde hiçbir şeyi göremeyecek kadar uzaklaştım sahilden. Tıpkı senin benden uzaklaştığın gibi…
Eyvah! .. ufukta güneş batıyor. Vaktim çok az geriye dönmek için. Eğer güneş batmadan dönemezsem karanlığın içinde kaybolurum. Denizin ortasında fazla kalamam. Yaşamak için geri dönmem lazım. Eğer geriye dönemezsen ölürüm. Aynı şekilde sende gittiğin yerlerde fazla kalamazsın. Yaşamak için bana geri dönmen gerek. Eğer dönemezsen yaşarken ölürsün. Hayallerin yıkılır, ümitlerin kaybolur, yaşamak azap olur. Ben geri dönüş yolumu biliyorum. Yaşamak istiyorum ve bu yüzden geri döneceğim. Sende yolunu biliyorsun. Eğer yaşamak istiyorsan ben burada güneşin battığı yerdeyim…

Isparta, 2004

Devamını Oku
Muhammed Gacar

Seni görmeyi ummadığım anda
Hayatta sevilmeyi unuttuğum anda
Aşktan umudu kestiğim anda
Sevinçten şaşkına döndür bir anda
Severek mecnuna döndür bir anda

Devamını Oku
Muhammed Gacar

Her şey ne güzeldi eğlenip gülmek
İşte budur dedim sevilip sevmek

Gözlerin gözlerimde titreşip durdu
Neşeler kulağımda çınlayıp durdu
Güzel gözler beni kalbimden vurdu

Devamını Oku
Muhammed Gacar

Seni yine her zamanki ağacın altında, aynı saatte, bütün bir yaz mevsimi beklediğim gibi o gün de bekledim. Bu bekleyişin boşa olabileceğini düşünmemiştim hiç. Saatlerce bekledim gelmedin.
Ağaca döndüm baktım. Yaprakları sararmıştı artık. Anladım ki onun da bizim aşkımız gibi dermanı kalmamıştı. Hastalanmış, sararmış solmuştu. Esen rüzgarlara karşı koyamıyordu artık. Yine bir rüzgar esti ve dalından bir yaprak daha kopardı. Yaprak artık kimsesiz, eli kolu bağlı çaresiz, rüzgarın kollarına bırakıverdi kendini. Artık o, bahardan beri birlikte olduğu, kimi zaman yeşil rengiyle ona neşe katan, kimi zaman da sararmış yüzüyle derdine ortak olduğu o ağacın değil, nereye götürdüğünü bilmediği, kollarının arasında olduğu rüzgara aitti. Rüzgar da aldı onu, taşıdı taşıdı ve benim yüzüme bir tokat gibi çarptı.
O tokatla uyandım rüyadan. O tokat haber veriyordu mutluluk oyununun bittiğini. O tokat söylüyordu gerçeklere dönme vaktinin geldiğini. Ve yine o tokat anlattı bana senin beni nasıl uyutup, sonra da oyunbozanlık edip çekip gittiğini.

Devamını Oku
Muhammed Gacar

Geçen akşam çayımı demledim ve eski fotoğraf albümlerini karıştırmaya başladım. Her fotoğrafta yine o günlere gittim ve o anı yeniden yaşadım. Sıra bebeklik fotoğraflarına gelince içim bir hoş oldu. O günleri hatırlayamıyordum. Neler yapardım, ne yer ne içerdim, nasıl konuşurdum hiçbir şey bilmiyorum. Aklıma bir fikir geldi. Belki bir hayalden öteye geçemeyecekti ama düşünmesi bile eğlenceliydi.
Bir zaman makinesi yapsam içine binsem ve o günlere ışınlansam diye düşünmeye başladım…
Fotoğraflardaki mekanlarda yıllar öncesinde dolaşıyorum şimdi. Ben küçükken oturduğumuz evin önüne geldim. Evin bahçesinden bir çocuk sesi geliyor. Bahçenin kapısını açıyorum ve içeriye giriyorum. Yemyeşil çimleri çevreleyen rengarenk çiçekler arasında, ağaçların gölgesinde oyuncak arabamla oynuyorum. Gözlerim doluyor. Ona, yani çocukluk halime koşuyorum. Onu kollarımın arasına alıp sımsıkı sarıyorum. Defalarca öpüyor, kokluyorum kendimi. Kalbim delice çarpıyor, tarifi imkansız duygular içindeyim. Kendimi bu kadar sevdiğimi bilmiyordum…
Bu hayalden uyanınca aslında bunların imkansız olmadığını düşünmeye başladım. İleride benim de bir çocuğumun olabileceğini ve onu kendimden çok sevebileceğimi düşündüm ve o mutlu günleri beklemeye başladım...

Isparta, 2003

Devamını Oku
Muhammed Gacar

Bu akşam, yıllar yılı diz dize oturduğumuz pencerenin önünde yalnız oturuyorum. Arkamdan şöminede yanan aşkımızın sesi geliyor. Ama ben yine de hep seninle doluyum…
Dışarıda ilkbahar yağmurunun serinliği, odamda ise yanan aşkımızın sıcaklığı var.
Elimde senden kalan son resim, gözlerimdeyse bir damla gözyaşı var.

Yere düşen her yağmur damlasında
Hep seni arıyorum,

Devamını Oku
Muhammed Gacar

Eskiden şarkıların bir anlamı vardı. Her şarkı bana yazılmıştı sanki. Baktığım, gördüğüm, duyduğum her şeyde bir güzellik, her güzel şeyde de sen vardın. Artık sen yoksun. Ne şarkılar benim içinmiş ne de her güzel şeyde sen varmışsın. Güzel şeyler, güzel şarkılar yine var ama bu sefer içinde sen yoksun. Artık kendime döndüm. Güzel şeyleri güzel yapan benmişim meğer. Aslında sen de güzel değilmişsin, seninle güzel geçinmemişiz. Her şeyi güzel gören benmişim. Senin olduğun her şeyi güzel gören, güzel görebilen ben isem, sen yokken, senin olmadığın şeyleri de daha da güzel görebilecek yine benim. Hayat devam ediyor. Seninle de zaman geçiyordu sensiz de geçiyor. Bu yüzden hiç üzülmüyorum. Kusura bakma… ben gidiyorum…

Devamını Oku
Muhammed Gacar

Güneş dün akşam gizlendiği gibi bu sabah yine ortaya çıkıyor. Tüm güzellikleri yeniden görmemiz için her yeri aydınlatıyor. Bende yeni bir güne başlarken sadece güzellikleri görmek için uyanıyorum.
Yanımda sen yoksun. Yine sensiz bir gün başlıyor. Aslında kendimi üzmem için sebep çok ama mutlu olmam için daha fazla sebep var. Belki şu anda yanımda sen yoksun, belki çok uzaklardasın ama unutma ki her zaman gönlümde hayalimdesin. Ben nereye gidersem hayalin hep benimle birlikte. Onunla dertleşiyorum, onunla şakalaşıyorum, onunla hayal kuruyorum. Günlerce, aylarca, yıllarca birbirimizden ayrı kalsak ta hayalin bana can yoldaşı oluyor. Yani senin hayalin bile beni mutlu etmeye yetiyor. Hayalin beni bu kadar mutlu edebiliyorsa sana kavuşacağım o gün hissedeceğim saadeti düşünemiyorum bile.
Her sabah güneş doğduğunda, yeni bir güne başlarken sana kavuşacağım o günü düşünüyorum ve mutlu oluyorum. Üstelik bu günün öldüğüm gün olduğunu bilmeme rağmen.

Devamını Oku