Öyle beylik laflara hiç lüzum görmüyorum.
Bir gün, “Ben yokum! ” dersen, ne yapabilirim ki?
Unutmak konusunda, birkaç yıl demiyorum;
Ama olsa olsa kaç ömür sürebilir ki?
Doludan korkusundan, yağmurlara koşuyor.
Beterin beterinden, betere sığınıyor.
Fırtına korkusundan esip gürlüyor bazen.
Ürperten sessizliği ondan bozuyor insan.
Üzmektense, mesela, üzülmeyi yeğliyor.
Söyle kardeşim.
İşitsin Ayasofya.
Haykır o özlenen gür sesinle,
İnlesin Mescid-i Aksa.
Batı düşüncelerinden sıyır aklını.
Fikrine İstanbul,
Hadi sor hatrımı merak edipte.
Sor ki hoş olayım sesin duyupta!
Bakma sen, bu sıra şiir yazıpta
Sana okumaya ar ediyorum!
Çekincem gül yüzün, gamzen değil ki.
Sen yüksek bir sessizlik, ben kısık bir gürültü.
İçimizden haykırsak duyulur muyuz dersin?
Sen realist bir masal, ben sürrealist öykü.
Bir gönül kitabında buluşur muyuz dersin?
Şiir olsak mesela hem serbest hem de hece!
Hiç dinlemeyesin Mecnundan aşkı.
Ömründe sıradan fasıl zanneder.
Kays'a bile sorma, inan çelişki;
Kendini kaybetmez, asıl zanneder!
Kendisi bir ışık, aşksa karanlık.
Kederimle baş başa izlediğim nehiri
Çevirip size doğru salmadan rahat etmem.
Bedenimi zehirler ruhumun panzehiri,
Son nefes dudağımı yakmadan rahat etmem.
Pek umursamıyorum artık sözlerinizi.
Yağdırılan şu yağmur, yere düşen her damla;
Kafir sebep yaramdan toprağa akan kanla,
Din ve vatan uğruna alıp verdiğim canla
Bir buket harman olsun, benim şahidim olsun.
Baş ucunda al bayrak, kimsesiz bir mezarlık.
Senden de öte bir sen vardır benim içimde,
Beni böyle muteber, ulvi görme desende.
Sana dair hislerim senden kadim içimde,
Sırrın sırrını böyle, yere serme desende.
Deme, gördüğün her renk beni düşündürmesin.
Varlığından haberin olsa da bir gün sorsan
Ben senin hayalinle tek nefessiz yaşadım
Bana inanmıyorsan hayaline bir sorsan
Ben senin varlığından ihtimalsiz yaşadım
Derin bir iç çekişin yıllar aldı ömrümden




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!