İzin veren “Ol” emrinin sahibi ötelerden,
Bir parmak işareti ise sadece beklenen.
Ay’ın yarılması büyük mucize gerçekten,
Erdin mi sırrına onun, şaşkın adam?
Fahr-i Kâinat hutbe irad etmekte,
İlkler şahit buna; Ömer, Ali… herkes mescidde.
Bir kuru kütüğün ağlaması büyük mucize,
Erdin mi sırrına onun, şaşkın adam?
Firavunlar mağrur, sürtülesi burnu havada;
Karşıda garip Musa, elinde ise sadece bir asa.
At önüne at, sihirbaz yutar elinde her ne varsa,
Erdin mi sırrına onun, şaşkın adam?
Cennetin reyhanı gülleri sırtında oynamakta,
Haber verir: “Hüseynimi katledecekler Taff’ta.”
Gerçekleşir verilen haber taa elli yıl sonra,
Erdin mi sırrına onun, şaşkın adam?
Ordu susuz kalmış, duruyordu şaşkın ve bitkince;
“Ol” denince oluyor işte, Yaratan emir verince.
İki parmak, akan iki çeşme olur hemence,
Erdin mi sırrına onun, şaşkın adam?
Gariplerin ev sahibi Habeş meliki Necaşî,
Vefat eder; kaç mil ötededir oysa naaşı.
Kılınır gıyabında cenaze namazı,
Erdin mi sırrına onun, şaşkın adam?
Fatih İlhan
Kayıt Tarihi : 21.11.2025 11:55:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!