Mücellâ tahtında, yârim otursa,
Ser-tâ-pâ aşkıma, şi’rler dokusa.
Gönlümün derdine, derman olursa,
Ol demde, cânıma huzuru aksa.
*
Divanımın nâzlı şâhı gelseler,
Meclise râyiha, güller yaysalar.
Her sözde mânâlar cevher bulsalar,
Bu bezmde bülbüller figan etseler.
*
Aşk dâvâsında, bu gönlüm yansa da,
Pervâne misâli, od'a kansa da.
Hasretin derdini, canım bilse de,
Yâr'in cemâliyle, dermân olsa da.
*
Ne gam, ne keder, bu âlemden geçse,
Cân u gönül, râh-ı aşktan da göçse.
Herbir dizesi, latif söz de seçse,
Nihâyet dîvânım, Hakk'a bir erse.
*
Bu fânî cihanda, zevkimiz olsa,
Her demde bir ney sesi, huzur bulsa.
Gönül hanesi, hep aşk ile dolsa,
Sultanım bu hâle, lûtfunu kılsa.
*
Dertli der ki, acep sırrı kim bilse?
Vuslat deminde, Hak bizi de görse.
Sonsuza, bir yudum soğuk su verse,
Âlemde, o aşkın nuru yükselse.
Kayıt Tarihi : 27.9.2025 09:22:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!