Tartıyorum bir bir
Elimdekileri,
Kaybettiklerimi
Eşit kollu terazim
Çok hassas ve adaletli
Kâinatta öyle
Oyunlar oynuyorum,çocukça
Akreple yelkovanı kovalayarak
Burun kıvırıyorum,bahtiyarca
Tozu toprağı önüme katarak
Yelken açıyorum,imrendiklerime
Rüzgarın yönüne inat.
Teselliler, fayda etmiyor
Yaşamak gerek,
Avunmalar, gönlüme söz geçirmiyor
Beni anlamak gerek,
Ne fayda...
Yavrumu kucağıma alamadıktan sonra
Eskiden dizlerimin yaraları acırdı,
Ama her düştüğümde
Kaldıran birileri vardı,
Ardından bağrına basan,
İyileşene kadar mızmızlanır,
Nazlanırdım onlara.
Canlarım; etim,kemiğim,
Elim,kolum,gözüm,kulağım,
Benim herşeyim
Öğrencilerim.
Sizlerle varım,
Sizlerle bir vucut,
Temiz bir sayfa açıp,
Satır satır
Dökmek istiyorum içimdekileri.
Şiirin mısraları gibi
Tek tek okunmak,
Gelip gitmek istiyorum ruhlarda.
İşte dağın zirvesi
En keskin
En sivri yeri,
Yıllarca tırmanırsın
Fakat çok az kalırsın.
Özlemin ilâcı yoktur,
İyileşemedim bu yüzden.
Ne çok özlediğim var
Bu sıralarda
Meselâ;
Annemin sağlığındaki, yemeklerini,
Çayır ve papatya kokularını
Bana getiren rüzgar,
Dolaştığın dağlara,tepelere
Müjde ver,
Küçük çoban çocuğa da
Söyle...
Sadece sen,
Sen sen sen,
Bu dünyada,
Başka bir şey istemem.
Ne villalar,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!