İstediğim kırmızı bir gül
Tek bir dal,
Yokluğunda kaybolduğum
Tek bir gün,
On dört şubat.
Sevgilim, hercai gönüllüm benim
Ne oldu da; sustu dilin, soğudu yüreğin
Mutlu olacaksan, sildim ruhumdaki hayalini
Güle güle hercai gönüllü sevgilim.
Aynalar yalan söylemez
Saçına düşen akları,
Her geçen gün derinleşen çizgileri,
Ümitsiz bakan gözleri,
Gülmeyi çoktan unutmuş yüzleri,
Görmezden gelmez
Kargalar kadar,
Nehirler,ırmaklar kadar özgür,
Dalından yere düşen yaprak
Yeni doğmuş bir çocuk kadar masum,
Oldum artık.
Nefretim kimseye değil
Yaşadıklarımdan,
Sevgisizliğimin tek nedeni
Yalnızlıklarımdan,
Güvensizliğimse
Ellerimin boş kalışından
Ne çok şeyi özlüyorum,
Farkına dahi varmadığım
Geçmişteki anlarımdan.
Annemin katık böreğini,
Semaver çayını,
Bir de fasülye kavurmasını,
Yine duygularım yoğun,
Coşkun bir ırmak,durgun gökyüzü gibi,
Yine ellerim bomboş,
Yoldaki dilenci,yeryüzünün sahibi gibi,
Yine gözlerim yaşlı,
Ağlayan bir ana,taş kesilen yürek gibi,
Vazgeçemem...
Ne geçmişimden
Ne de acılarımdan.
Vazgeçemem...
Ne fani dünyadan
Ne de nefes almaktan.
Kara bulutlar geçti üzerimden,
Yıllarca…
Ardından kar, fırtına, boran
Şimşekler çaktı, öncesinde
Yağmurları getirirken
Doğanın kanunu bu
Sana dünyamı verdim
Gökkuşağı renginde,
Sana yıllarımı verdim
Sema katında,
Sevdim...
Her zorluğa göğüs gerdim,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!