MÜBERRA 2
Müberra!
Sen hangi ara sustun bu kadar?
Baktım da,
Dilsiz arzuhaller dolanır körüklü dudaklarında.
Ne çabuk esip geçmiş göğünden ,
Kavak yellerinin keskin uğultusu
Gözlerinde çakıyor, sessiz sedasız gök gürültüsü.
Yüzüne çala kalem çizilmiş sanki yılların izi
Geçmiş, bilemişte bilemiş gönül kesiklerini
hatırlıyorum,
Daha dün gibiydi
Salınırdın mahallemizde sokağımızın kızı
Ne cevval kızdın öyle,
Vakur ve heybetli
ne ara vaz geçtin kendinden bu kadar
Ne ara sustun bu denli?
Müberra!
bozduysa bozdu niyeti karadeniz
Yakma uğruna gemilerini,
Yıkma elinle yaptığın köprüleri,
kuruduysa kurudu çağlayan ırmaklar
Üzülme sakın!
fırıldak misali dönmüşse yüzünü her yele
Üzülme ! gönlü her sele kapılıp gidene
Sen ne cevval kızdın Müberra!
asil kızıydın Mahallemizin
zamanı mı şimdi
geçmişse geçmiş saçlarından iğde kokusu
Gidecekse gitsin kirpiğinden tutunamayan yağmur
Hancıymış yolcuymuş, konarmış, göçermiş boşver
Boşver yüreğine konmayan kuşu
Ne olmuş konmuşsa başına,
birkaç arpacık kumrusu
Ah Müberra!
Sen ne ara sustun bu kadar?
Kim küstürdü
hangi değirmende öğüttün un ufak olana dek umutlarını
Hangi ömür törpüsüyle yonttun taştan dişini
Sen ne dişli kızdın bir vakitler
sokağımızın vakur kızı Müberra!
Ne ara pustun bu kadar gizli saklı kuytularda?
Demedim mi sana?
Susma!
Sen susarsan, toprak susar suya,
Mızrap darılır saza
demedim mi?
Hava bozar, çalar ayaza !
Kim duyar o vakit baharın çığırdığı ıslığı
Kurşun vızıltısı, deler geçer göğün kulağını
çatılır ayın hilal kaşları
Hasret kalırsın günün yüzüne
çarmıha gerilir gecelerde yıldızlar, teker teker
Dökülür sen sustukça gözlerine gecenin katran demi
Susma !
Susmanın zamanı mı şimdi?
Müberra!
Sen susarsan
Daha sülbündeyken susar çocuk,
Ananın babanın kucağına düşmeden.
Adı bile kalmaz kadının.
Kırık topuğu kala kalır sadece, soysuz kaldırım taşlarında
Susmanın zamanı mı şimdi
Müberra!
Sen eli öpülesi anasın!…
Başa taç edilesi kadın!
Kurutma, rahim diyarına damlayan deryaları
Kıydırma budatıp, taze açan çiçeğinin kolunu kanadını
Sen iyi ki varsın Müberra!
İyi ki yarsın, yarensin
gönül kitabına vurulursa aşkın ıslak mühürlü imzası
değişme asaletini , üç beş kuruş etmez heveslere
zerafetsin, ruhu saran zarsın
dokunur kumaşın saf ipekten efil,efil
Dokundurma kıymet bilmez tüccar ellere
Sen kadınsın Müberra!
Uğruna
Ne şiirler yazılır, ne gazeller söylenir
Müberra !
Kim susturdu seni böyle
Kim küstürdü bu kadar?
Sen ne cevval kızdın Müberra!
Susma!
Sen sustukça
İnsanlık ,susar susadıkça merhamete
Kim kandırır kana kana,
kuruyan damağını dünyanın
Müberra sen bilmez misin ?
Her gün güneş doğarken,
Örtmez mi gecenin alnını karış karış
Her ah çıkar vakti gelince kovuğundan,kovanından
Kimine zehir zemberek söz olur
Kimine tatlı dilli zehirli engerek
Sen yeter ki susma Müberra !
Elinde işlediğin nakış anlatsın derdini,çileni
Gözünde fer konuşsun , neden ıslak kirpiklerin sürekli
Sazında türkülerin konuşsun dilinle diyemediklerini
Rahmine düşen can konuşsun ay ay, gün gün
Alnından dökülen ter karışsın toprağa ,suya
Dalında erik, bağında üzüm anlatsın niyazını yiyene
Sen susarsan.
Kim konuşur
Böyle candan, böyle anaç, böyle kadın
Sen çekersen elini eteğini
Ayrık otlarına, deve dikenlerine kalır meydan
Ben sana demedim mi Müberra!
Tuz kokar sen susarsan
Buz yanar , Gün söner avucumda
Ben sana bağladım umutlarımın ucunu
Sen yeter ki tutun hayata
FATMA DOĞAN 17.09.2025
Kayıt Tarihi : 19.9.2025 07:32:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!