MOR ŞİİRLERİ

MOR ŞİİRLERİ

Nevzat Özkan

gökyüzü morarmış
salkım salkım..
bir bardak çay
mor kokular arasında.
yanında sabah simidi.
geride
mor kapılar.
..

Devamını Oku
Ozan Efe

geceyi biçemedim
rakı+bir(a) içemedim
mor kanyonda yengeci
görünce geçemedim

yalnızlığım hep öper
kızar aradan teper
..

Devamını Oku
Abdullah Can

İçimde bir kaç bin yıldan kalma bir ölü
Çürümüş cesedi bağrında alevlenmiş külü
Mem in sevdalanmış gönlüne bir sensin ödülü
Bir sen gelmelisin dilime mor dağların zemheri gülü...

Elimde bir kaç şairin yıllanmış şiirlerinin sözleri
Gönlümde rengini bulur sevgilinin gözleri
..

Devamını Oku
Tarık Torun

Mor dağlar delinecek tren gelecek Bayburt
Gurbet kuşları sana bir gün binecek umut
Hasreti kavuştursun dua ediyor kuş kurt
Göklerinde gezerken sana sevdalı bulut
Mor dağlar delinecek tren gelecek Bayburt

Gelecek günler bizim güneş doğdu ülkeme
..

Devamını Oku
Zuhal Aksulu

Hayatımda karşıma çıkan belki de en uzun yol duruyordu karşımda.. en uzun, en güvenli, en güzel.... yanda akan mavi nehirler.. papatya kokuları vardı... sımsıkı sarılmıştım sana.. sımsıkı sarılmış ilerliyordum bu yolda... sevginle.. gözlerinle.. çiçeklerinle... öyle kaptırmıştım ki kendimi güzelliklere.. yanımdan ayrıldığını fark etmedim bile.. yalnızdım koca yolda.. yapayalnız.. elin elimden çoktan gitmiş.. bir çiçekler kalmıştı kucağımda..... çoktan solmuş.. boynu bükük mor çiçekler.... “bir gece ansızın gel yine.. elinde mor çiçeklerle” demiştin.. bekliyorsun diye.. ordasın diye geliyordum.. hiç bırakmadım kucağımdan o çiçekleri.. nefesim tıkanıncaya.. canım çıkıncaya kadar yürüdüm.. hem de yalnız... korktuğum zamanlar oldu.. yoktun...
Uzun bir yol sanıyordum.. sen yoktun.. yolum bir uçurumla son buldu... boşluğa baktım uzunca... göz yaşlarım aktı... aktı.... aktı.....
Bu aşk çıkmaz sokaktı...
Kucağımdaki çiçekler kendini boşluğa bıraktı....
..

Devamını Oku
Sırrı Yinanç

Bahar geldi, çiçeklendi her taraf
Mor lâle ile, menekşeyi severim
Dağlarda olmuşlar altunlu sarraf
Boyunda sallanıp gezmek isterim.

Lâle, sümbül bu dağları bürüdü
Yağmur yağdı, sel suları yürüdü
..

Devamını Oku
Lêbuni

22 Mayıs

Son günlerde ne kadar çabalasam da yazma cesaretini bulamıyorum kendimde. Kıyıdan köşeden aşırtma yazıları denedim yine olmadı. Güneşli havalarda donuyor beynim adeta. Tabiat harikulade güzelliklerini yaşarken ben adeta ölümü yaşıyorum. Zihnim sonsuzluk girdabın da yüzlerce çelişkiyle debdebeleniyor. Doğanın bu olağanüstü coşkusu karşısında ölümcül duygularla boğuşmak ikinci bir Nuh tufanı. Yazmak ölümü hissetmek,koklamak gibidir der kimi yazarlar. Tamamlanan her cümlenin sonuna ölüm meleğinin dokunuşlarını hissedersiniz. Eğlencenin gökkuşağı rengine bürünerek çocuklara gülücükler dağıttığını gördüğümde daha ağır basıyor ölüm. Küçücük bir çıtırtıyla bir an yaşadığım zaman ve mekanın ötesinde düşlüyorum kendimi. Bu işe başlarken alevler dolusu bir çukura bıraktığımın farkındayım kendimi. Siz istemeseniz bile kağıdın,kalemin,cümlelerin,kelimelerin yılanın tıslamaları gibi sizi çağırdığını hissedersiniz. Kurtuluşu yok. Tek çareniz yazmak. Aranızdaki gizemli ve sırlarla dolu birlikteliğinizi bitirmek için yaban ellere gitmiş olsanız bile O hava gibi, su gibi gökyüzünün mavilikleri kadar mavi rüyalarla bekler sizi. Dokunmanızı, rahatlamanızı, gözyaşı dökmenizi ister. Çünkü o yalnızlık,itilmişlik,sarhoşluk,delilik ve intiharların dostudur.
Zihin gözlerden daha derin daha sonsuz düşüncelere sahiptir. Sınır tanımaz ne haps edilir nede zamana ve mekana munhasırdır. Gözler sadece araçtır. Nesneleri görür ama ne oldukları nasıl olması gerektiğine zihin karar verir İlk kıvılcımı başlatan göz olsa bile onu alevlere dönüştüren zihindir. Zihin bir yazarın çiçeklerle süslenmiş bahçesi gibidir. Kurudukça çiçekler o sugibi yağmur gibi köklerine inerek hayat verir. Yeni fikir ve yazılarla süsler bahçesini. En büyük mirası geride bıraktığı yazılarıdır.
Efor sarf ederek zorluyorum bilincimi. İçimde çatışma halinde yüzlerce kelime Saltanat kavgaları… Ah siz fahişeler beynimi tırmalıyor güzelliğiniz. Mor renginde dudaklarınız Yüreğimin davetkar misafirleri Görün bakın bugün size ölümümü adıyorum. Öpün mor dudaklarınızla mor tenimi ölümün kör kesif okları batmasın yüreğime ve de incitmesin ruhumu.
Soylu kişiliğimin ataları sizden kaldı bana ruhların gölgelere benzedikleri. Yazdıkça anlıyorum bu sözün yüceliğini. Yazdığım her yazının sol üst köşesine ölümün sonsuza kadar insana miras bırakıldığı cümlesini koyuyorum. Bugün ne bastığınız toprak, ne öptüğünüz gökyüzü nede çocukluk hayallerinden hiçbir eser yok. Ama varlığımın derinliklerinde bıraktığınız izleri hala dipdiri ve aydınlatıyor insanlığı. Ey alaca karanlık ey ölüme eşit kızıl yalnızlık uçsuz bucaksız ovalarda sırtları iki büklüm alınları cehennem yüzleri geceden kalma memeleri iki baş büyüklüğünde terleri inci dişleri mercan ülkemin kadınları. Yaşam bela ve acılar bizim için yazılmış değil şiddet ve başkaldırının çocuklarıyız…
..

Devamını Oku
İlhan Koruyucu

Mor salkım bağlarda umut yükü,
Kendine öyle ağır gelmiş olacak ki
Dalında öten dere bülbüllüyle sırdaşken
Muhteşem güzelliğin yanında çalım sata
Bir bulut, döşek gibi yere inecekken
Ağzının içinde lezzet aroması zenginliği
Tatlı ile ekşi arasında hoş bir dem
..

Devamını Oku
Selahattin Yetgin

Mor ütopyamızın yorgun coğrafyasında mutluluk arıyorum, dilimde aşk
Kaygılı ruhumun ıhlamur kokulu dağlarındayım, dilimde devrim yaşamak
İlençli söz dalaşları yalan ekranlarında, sevgisiz yüreklerde şiddet/i şahadet
Mağrur düşünüşlerin bankında umudu çiziyorum, fırçada hak, tuvalde adalet

Rüzgârın göğsünden hazzı sağıyorum, ellerimde üryan dokunuşların hazin kıymığı. Gecenin kayıklarıyla mor suları arşınlıyorum, ruhumda yalnızlık artığı. Düşlerin sıvasız odalarında hercai resimler yapıyor bir kadın, avuçlarında boşa geçmiş anların soylu hıçkırığı.

..

Devamını Oku
Hanım Gemici Üzel

yüregimdeki sevdam denizlerde sakladım
yüregimdeki sevdamı mor dagların ardına sakladım
sakladım ki sen gelmezsin diye ammma
ben gelecem yanına elbet sakladıgım sevdamı
sevdamı o zaman sana doya doya sarılarak koklayarak
içime çekerek sakldıgım sevdamı yerinden çıkaracagım
şimdilik dusunlar saklı saklı sevdam orda denizlerde mor dagların ardında olurmu
..

Devamını Oku
Selahattin Yetgin

Dargın Bakışlarımdaki Sevdalı Gülüşümsün

Avuçlarımdaki yokluğun düşüyor seni düşündükçe sulara, mevsimlerden güz
Aşk kayıp bir yıldız, yalan iklimlerde bekleme gelişimi, gül bile açmaz susuz
En son yazgılar tükenirmiş sevgili, adın hicran yarası, ruhum nicedir özsüz
Düşlerin ovalarında kar var şimdi, gel gönlümdeki mor halkaları sil nefessiz

..

Devamını Oku
Hicabi Ceylan

güneş gibi aydınlattın dünyamı
geceleri girdin renklendirdin rüyamı
senden ayrı kalmak kolaymı?
sen bende mor değil! ! kara sevdasın

sen! gözlerimden düşürmeye korktuğum damlasın
içime kazıdım ismini canımda cansın
..

Devamını Oku
Fikret Turhan

al... al...
mor... mor....
şiirler yazardım
türkü koksunlar diye...
dize...dize...hece...hece...
bürünürlerdi renkten renge...
kokuları elvan...elvan...
..

Devamını Oku
Osman Demircan

Pantolonun dalgalarında güç alanına zevk olmuşum
Ölüm kalım savaşı verirken bacak aranda ezilmişim
Coşkun çığlıklarının arasında mor mor boğulmuşum
Aşka susamış güzel bir çiçeğin düşüne düşmüşüm.

Pantolon dalgasında deniz kızı cesedine dönmüşüm
Tatlı uykuya dalmak isterken acılara gark olmuşum
..

Devamını Oku
Ümit Atayman

bir gün bir grup girdi Mor Peçete meyhanesinden içeri
türküler istediler, güzel içtiler
ışıkları azaltıp şiirler söylediler
kim söyledi bilmem ama şiir söylemem için beni sahneye davet ettiler
ve lütfen bu zamana kadar hiç yazmadığınız
şu anda içinizden gelen bir şeyler olsun dediler

..

Devamını Oku
Nurettin Pektaş

MEVSIM MENEKSE
Menekseler hiçbir yerden gelmedi. Hayir satin da almadim. Ben gittim ayaklarina kadar. Bu aksam eve dönerken sarnicin yanindaki patikayi seçtim. Iki bin yillik tas duvarlara inat bahardan bir sarki söylüyorlardi. Morlarin en güzelinden, yesilin tazesinden ezgilerle. Bahar menekse oldu, bir tutam mor oldu bu aksam. Elimde olsa badem çiçekleri, erik dallari da toplardim yanina. Içim disim bahar, içim disim sen olurdun. Dal, çiçek, mor, pembe, dizginsiz günahim olurdun... Kendini yorma, birak... Her sey kendince konussun. Kendiliginden namluya sürülmemis, yankisinda yüregini ve gözlerini bulamayacagim bir sey söyleme bana. Suskunlugun içinden bahar geçiyor simdi. Söyleyemeyecegimiz güzellikte, içimizi isitan bir cemre geçiyor. Sus... En issizinda yalnizligin, bütün gözlerin uzaklarinda menekseler açar. Bahara çeyrek kala, kisi bes geçe... Köse basindan yüzüme vuran rüzgar, bosuna saklama. Sarniç duvarlarinin kuytularinda uyumussun, besbelli. Menekseler sarilmis tenine. Gözlerinin morundan, deli divane menekse kokusundan belli... Her geçen gün, sabaha siginan gece hüznü aglatir içimde. Gidilmez yollara düserim, yada dönülmezin kollarina. Kalin tas duvarlarin yikintilarindan geriye kalan susuz bir sarnicim. Iki bin yildir susuz. Mevsimlerim habersiz geçerdi, menekselerim ve sen olmasan... Bana gelirken suskunlugunu getir istersen, suskunlugun ve yanaginda bir gülücük getir. Içindeki çocugun elinden tut getir... Zihnimde alici kuslar gibi türküler döner. Agitlar firtinasindan arta kalan türküler. 'Kimse benim kadar aglamadi' diyorsun. Aglamistir kara gözlüm, bilemezsin. Sevinçler günesin altinda, acilar zifiri karanliginda yasanir gecenin. Göremezsin... Birisi yanaklarindan gamze gamze sokaklara haykirirken, digeri derinlerde saklanir. Yüreginin kirk kat derininde... Dokunamazsin... Bütün gemilerimiz yanmadan ellerini uzat bana. Korkma, aklini çelecek degilim. Yüzüme bak. Senin için, dar zamanlar için birkaç gülücügüm daha var. Güldürecegi garantili birkaç esprim de. Bu limanda demirliyken batmak istemiyorum. Bir sabah, günes mavilikleri cam gibi aydinlattiginda çikalim yola. Rüzgar denizi köpük köpük dalgalandirdiginda gidelim. Sadece ellerini uzat bana, yanaklarinda eski gülücüklerin izlerini ara... Çok yorgunum, nedenlerimin hepsini tükettim. Sarnicin bir yani bahar, öte yani yikilmis bir tas duvar. Menekseler az sonra baygin kokulariyla bir sarkiya baslarlar. Çok yorgunum, uzat elini... Simdi al, götür beni. Kalirsam, sarniç, surlar, aksam ve menekseler siginagim olur. Beni bu limandan çikaramazsin. Simdi deli bir bahara gitmek zamanidir. Simdi iste, tam simdi gitmek zamanidir. Mevsim menekseye döndügünde gidelim...
..

Devamını Oku
Hasan Ali Güler

Kara dut biriktiriyorlar
Toplamayla yetinmiyor
Biriktiriyorlar

Elleri yüzleri mor
Geçmişleri mor

..

Devamını Oku
Menekşe Gülay

Gölgeler sığındı kaybolmuş yılların arkasına,
Gizlenen duygular saklandı mevsimler boyunca,
Umutlar söndü bir bir sokak lambalarında,
Hasretti, özlemdi derken geçti yıllar boşuna,
Mor yıllardı hep, yüreğimi kaplayan akşamlarda.


..

Devamını Oku
Yusuf Önder Bahçeci

Kuzusunu kaybeden, mor koyunlar ağlar,
Bulutlarda biriken yağmur toprağa ağlar,
Bahçede garip bülbül solan gülüne ağlar,
Kuzusunu kaybeden, mor koyunlar ağlar.


Ben de sana ağlıyorum çok görmesinler,
..

Devamını Oku
Tayyibe Menengeç

Akşam mor bir pencereyle başlar bende
uçan kuş gökteki loşluk içime çektiğim
közlenmiş biber kokusu soframız suyumuz
sonrasında çayımız tat verir akşam bende
huzur aksağı gibi gündüz biraz masun uyku
verir bende akşam mor bir pencereyle başlar
bende...
..

Devamını Oku