Mor Kadehlerden Kırmızı Hasretler

Yalnızlar limanından demir almaktayım yine,
Engin ufuklara yelkenlerimin özlemi,
Köpük-köpük hasretim fırtınalarına,
Mavileri sarmak ister gönül teknem sımsıkı,
Yakamozlu geceleri aradım hep yokluğunda
Huzur bulamadım hiçbir limanda gülüm,
Hiçbir şafak aydınlatmadı karanlıklarımı
Seni anımsatıyor hangi şarkıyı çalsam,
Her notada ezikliği isyanlarda yüreğimin
Bozgun baharlar sundu felek gurbette,
Barışamadım sensizlikle dik tutsam da başımı,
Kör kuyulara mı attın dilek taşımı?

Kelimeler çıplak cümlelere esir
Satırbaşlarında ince sızılar saklı,
Hani sen de özlemeyecektin beni yar,
Neden gözlerin ağlamaklı?
Değer mi bu işkence, bu zamansız kopuşun
Aşkına tutsak kaç kurban var, gözbebekleri sen,
Kaybetti ruhum o en masum halini,
Neye yarar üzülsen?

Bak yine yeni günün ilk ışıklarına
Kısık gözlerle derinden bir süz,
İç geçir geçen büyülü zamana,
Benim gibi sende.
Dermansız sevilerde çare ara,
Biz yıpratıldık çoktan gülüm
Bülbül olsak ne fayda yalancı bahara…

Alışırım sanmıştım hüzünlere
Buz gibi soğuk yalnız gölgeler kaldırımlarda,
Acıyor içim, yanıyor ömrümün son demi,
Mor kadehlerden kırmızı hasretler içtik
Meze yaptık şiirleri artarda.
Bulamadım kaybettiğim diğer yarımı
Yüreğim sanki yosun tutmuş bir taş,
Kaçsam da kurtulamadım sevdandan
Ben hala seni seviyorum arkadaş…

17.02.2010 Murat Nail Güney İstanbul