Bir lamba yanıyor, hafif ve sarı;
Garip bir yolculuk, tren ve Gülce.
Bir hançer bölüyor, ah, rüyaları:
Bir rüya, bir hançer, bir el; ve, ve, ve...
Lambalar yanıyor, hafif ve sarı;
Gece kar yağacak sabaha kadar.
Sende; ben, kutba giden bir geminin sergüzeştini,
Sende; ben, kumarbaz macerasını keşiflerin,
Sende uzaklığı,
Sende; ben, imkansızlığı seviyorum.
Güneşli bir ormana dalar gibi dalmak gözlerine
Devamını Oku
Sende; ben, kumarbaz macerasını keşiflerin,
Sende uzaklığı,
Sende; ben, imkansızlığı seviyorum.
Güneşli bir ormana dalar gibi dalmak gözlerine
Buraya şifreli şiirlerin kraliçesi doğmuş; faniliğin aykırılıklarında adeta dans ediyor. İyice düşünülmüş çelişik konular işlenmiş, amma gizemli ve tahrik edici görüntülerle ustaca örülmüş. Nefis. ’Mona Rosa’ (Yalnız Gül ...?) tanım hitabesi de uygun olmuş. Her yaratık yalnız doğar ve ölür, ancak sadece insan olanına soylu bir nevi ’gülmek’ niteliği bahşedilmiştir. İşte hayat, güle ağlaya yalnızlıktan doğan ve yalnızlıkla sonuçlanan bilinmez gayeye doğru esrarengiz bir yolculuk hikayesi. Kutlarım, selamlarımla.
Bir duygu dolu şiir daha alıyor beni benden bir düşünmeye volkan gibi püskürmeye okyanusların derinliğinden billur gibi damla damla pınarlardan tertemiz berrak akan, kirleri temizleyen yangınları söndüren yürekleri ferahlatan su sen ama kara gözlü bir tövbekar..da ben..
Bir lâmba yanıyor, hafif ve sarı;
Garip bir yolculuk, tren ve Gülce.
Bir hançer bölüyor, ah, rüyaları:
Bir rüya, bir hançer, bir el; ve, ve, ve...
bir harf ve ruhuna üflenen kelimenin gönlümüzdeki şehrin sokaklarında yaşarken ruhumuzla bedenimizi anlıkta olsa birbirinden ayıran ve...ve..ve.... şairlerin sultanısın büyük üstad sezai karakoç
mona rosa ismi bile insanın içinde bir ürperti uyandırıyor..
Çok güzel bir şiir. Yüreğine sağlık usta
Kıymetli şair ve mütefekkir, Diriliş öncüsü Sezai Karakoç' da aradığım, kaybettiğim, özlediğim, korktuğum, bütün duyguları buluyorum.
Muhtesem ötesi cok duygulu bir eser, haz alarak okudum mübarek anlarda can-i yürekten tebriklerimi sunuyorum...
Huzurlu Cum'alar bizlere böylesine degerli güzel eserler taktim ettiginiz icin ...Tesekkürler hocam...
Selam ve dualarimla...
Güldeste Siir Grubu /mla bu güzel eserinizi paylasiyorum...
Mona Rosa II-Ölüm ve Çerçeveler
Bir lâmba yanıyor, hafif ve sarı;
Garip bir yolculuk, tren ve Gülce.
Bir hançer bölüyor, ah, rüyaları:
Bir rüya, bir hançer, bir el; ve, ve, ve...
Lâmbalar yanıyor, hafif ve sarı;
Gece kar yağacak sabaha kadar.
Toprakta et, kemik çıtırtıları...
Yarı ölüleri bir korku tutar
Değince bir taşa kafatasları.
-Ölüler ki yalnız tırnakları var,
Ve yalnız burkulmuş diz kapakları...-
Bir lâmba yanıyor, hafif ve sarı;
Açıyor elini göğe bir kadın.
Uzuyor, uzuyor altın saçları
Uğrunda ölünen güzel kızların...
Bir lâmba yanıyor, hafif ve sarı;
Esmer delikanlı, hatıra ve kan.
Yeşil gözlü kızın hıçkırıkları
Sızıyor bir kapı aralığından;
Lâmbalar yanıyor, hafif ve sarı.
Lâmbalar yanıyor, hafif ve sarı;
Çocuklara açar mağaraları
Gün görmemiş kuşlar ve örümcekler.
İlân-ı aşk eden dil balıkları
Aşina suları çabuk terkeder..
Lâmbalar yanıyor, hafif ve sarı;
Bakıyor ateşe, küle böcekler.
Köpekler parçalar kanaryaları,
Mektupları bir boz ağaç kurdu yer.
Baykuşlar ötüyor harabelerde;
Yanıyor lâmbalar, hafif ve sarı.
Bir kaza kurşunu bulur her yerde
Süvarisiz şaha kalkan atları...
Bir ruhun ışığı vardır göklerde,
Lâmbalar yanıyor, hafif ve sarı;
Ötüyor baykuşlar harabelerde.
Bir lâmba yanıyor, hafif ve sarı;
Titriyor yıldırım düşmüş gibi yer.
Bekledi arzuyla karanlıkları
Anneler, babalar, erkek kardeşler.
Ta içinde duyar ani bir ağrı,
Bir hüzün şarkısı tutturur gider
Anneler, babalar, erkek kardeşler.
Lâmbalar yanıyor, hafif ve sarı;
Her yatak dopdolu, bir yatak bomboş.
Bir neşe şarkısı tutturur gider
Birinci, ikinci, üçüncü sarhoş;
Kurşunlar sıkılır göklere doğru,
Serçe yavruları yuvada titrer.
Lâmbalar yanıyor, hafif ve sarı...
Bir lâmba yanıyor, hafif ve sarı;
İnce yelkenleri alıyor yeller.
Titretir kalpleri ve bayrakları
Gemiden toprağa uzanan eller.
Lâmbalar yanıyor, hafif ve sarı,
Bir yosun köküne hasret kalacak
Gizli hazineler, su yılanları...
İnce yelkenleri alıyor yeller;
Bir lâmba yanıyor, hafif ve sarı.
Beyaz pelerinli hür tayfaları
Kendine bağlıyor siyah kediler;
Titriyor gönüller ve kara bayrak,
Bir yosun köküne hasret kalacak
Gemiden toprağa uzanan eller
Bir lâmba yanıyor, hafif ve sarı.
Bir lâmba yanıyor, hafif ve sarı,
Garip bir yolculuk, tren ve Gülce.
Bölüyor bir hançer, ah, rüyaları:
Bir rüya, bir hançer, bir el; ve, ve, ve...
Sezai Karakoç
uzun bir süredir beni bu kadar etkileyen bir şiir okumamıştım zaten mona rozadan sonra sizin şiirlerinize merak saldım harika yazmışşınız
İnce yelkenleri alıyor yeller;
Bir lâmba yanıyor, hafif ve sarı.
Beyaz pelerinli hür tayfaları
Kendine bağlıyor siyah kediler;
Titriyor gönüller ve kara bayrak,
Bir yosun köküne hasret kalacak
Gemiden toprağa uzanan eller
Bir lâmba yanıyor, hafif ve sarı...
harika...
Bu şiir ile ilgili 44 tane yorum bulunmakta