Molla İsmail'in Develeri

Molla İsmail'in Develeri

O günlerde bir gün
çarşı Lonca'sında
ekin çuvallarının arasında
Hakk'ın divanında dururcasına
Molla İsmail gibi bağdaş kurup oturacaktım

Önümde kantar
yanımda dirhemlerim
develerim ile taşıyıp getirdiğim
kelle Şekerlerini tartacağım

Gene o günlerde bir gün
at üstünde süvari olup
Görününce alemi yeşilli minarenin
sür salacağım atımı
Kara Yokuştan dik aşağı

Gecenin bir vakti
Kırkağaç tepelerinden
Gelenbe ovasına
Çan sesleri tutmuş yolları
dongur dongur dongur

Ay bulut arasında
gölgeler gizemli
dere sesi bile belli
şırıl şırıl şırıl
gecenin içinde

Yunan tutmuştur gene yolları
gözlüyordur aç sırtlanlar gibi kervanı
gevşeyince atımın gemi
hazırdır palikarı tahsildarı
haraç vergisi isteyeceklerdir
her bir çuvaldan ayrı ayrı

Oysa yüküm tuzdur
ak tuzun içi kara kurşundur
kaldırmaz bunca vergiyi
saçı bitmedik yetim hakkıdır

Bundan böyle dağların doruklarıdır
Molla İsmail'in develerinin yolları
yumuşak sakin sessiz yalın ayak
çanlar keçeye sarılmış giderayak
Yunan sıkı mı çıksın dağlara
alimallah Demirci Kaymakamı bir görünürse
Allah yarattı demez basar kurşunu
koyduysan bul sen Yunanı

Molla İsmail işte böyle gecelerce
Yunanı düz yolda şaşırttı
Efelere cephane aşırttı
Palikaryaları çetelere bastırttı

Ama olup bitenin farkındaydı
Bigadiç Despotu
allem etti kallem etti
Emetliyi Yunana dost edindi
sonunda entelijansı elde etti

Bugünlerde yine bir seher vakti
gün ağarmadan Kızıl Fırladan
Kargın Yaylasından sür salıp
uyr uykusunda Yunanı vuracağım
gasbettiği çaputları yüzüne çarpacağım

Talat Akıncıoğlu
Kayıt Tarihi : 21.9.2015 17:52:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Talat Akıncıoğlu