Seksenli yıllar, üniversite sınavını kazanmışız, tayinimiz Uludağ Üniversitesi İ.İ.B.F. İşletme bölümüne çıkmış. İlk defa evden ayrılmışız, ilk defa gurbet gelmiş başımıza, ekmeğimize aşımıza. Ekim ayın da okul başlamış, derslere giriyoruz, ara sıra Kültür Park'a gidiyoruz, bazen Tofaş'ın, Oyak Reno'nun basket maçlarına ya da Bursaspor'un futbol maçlarına gittiğimiz oluyor...
Bursa'ya giderken mızıka mı da almışım yanıma, hem arkadaşlara hem kendime canım sıkıldığı zaman çalarım diye... Ara da cebim de taşırım, ara da evde durur, okula götürürüm bazen. Hele de bir gitar çalan da varsa yanında, ikisi bir araya geldi mi değme gitsin keyfimize...
Bir gün arkadaşlarla kararlaştırdık, bugün futbol maçına gideceğiz. Tesadüf mızıka mı da o gün iç cebime koymuşum. Biletimizi aldık gişeden, içeriye girecekken polis üst baş araması yapıyor. Ceplerime bir dokundu sertçe bir şey, biraz irkildi, çıkardım, ''bu ne''dedi,'' Ağız armonikası ara sıra arkadaşlara çalarım'' dedim. Baştan inanmadı, hakeme filan fırlatırım mı zannetti ne,'' Çal bakalım''dedi, deniyor beni, aldım ağzıma mızıkayı, Şeyh Şamil çalmaya başladım biraz, arkamda da insanlar birikmeye başladı, kimisi de tempo tutuyor, o arada başka polislerden biri; herhalde ki gençliğinde folklor oynamış belli, bayan polise kolunu kaldırdı, figür migür yapmaya başladılar, onlar figür yapmaya başlayınca, ben de daha bir coşkulu çalar oldum Şeyh Şamil'i, o arada tribünden gözler bize çevrildi, alkış malkış başlayınca, bayan polisle erkek polis utanır gibi oldular, oynamayı bıraktılar. Seyirci coştu durur mu bi daha bi daha tezahüratı yapmaya başladı...
O sırada bana arama yapan polis ''tamam tamam anladık dedi, sen bu mızıkayı çalıyorsun; ama sinirlenip de sakın hakeme atayım deme'' başını salladı,''Bir yaşıma daha girdim ''dedi ''Yok dedim amirim atar mıyım hiç, onunla biz ruhumuzu dinlendiriyoruz, kendimizi coşturuyoruz sen merak etme''
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta