- Eşim Özgül'e-
bana ilham kaynağısın
evimdeki barış
yüreğimdeki tek aşksın
sen benim yaşamımda yakaladığım
günaydın aşkım
yeni başlayan gün
ılık esen sabah rüzgârı
günaydın ömrümün sonbaharı
günaydın bütün gece öten bülbül
her sabah erken saatlerde
birlikte seyrettik güneşin doğuşunu
balıklar uyurken derinlerde
ilk ışıkların suya vuruşunu
gurup vaktinde denizde
aşk dediğin
bir lokma ekmek
bir içim su
ergenlik döneminde
acıbadem kurabiyesi
yersen biter içersen tükenir
severim doğayı
dalında açan goncayı
kırlardaki çiçeği
ılık yaz gecelerinde
aşk türküleri söyleyen böceği
hiç sevmem gökgürültüsünü
şimşeği
kim ister dışardan söze giren
gevezeyi
severim ılık esen tatlı rüzgârı
ve de tüm güzellikleri
zeytin ve defne dallarını
ak güvercinleri
beyaz karanfilleri görürüm
durgun sularda
kavgacıdır dalgalar
doğar büyür genç kız olursunuz
saflığın temizliğin senbolü
sizler dalında açan çiçeksiniz.
evlenir kadın ana olursunuz
yüreği sevgi aşk dolu
bir ev var ırmağın karşısında
etrafa mis gibi kokular saçar
dostluğa verilen harcıyla
her yanında sadakat çiçekleri açar
bir ev var ırmağın karşısında
güneş tepelerin ardından yükselince
serinlemek için bir gölge arar
ağaçlar kesilmiş
ormanlar yanmış
etraf sessiz
taşdüşünür bilgece
Şiir, kişinin iç dünyasındaki coşkunun, aşkın sevdanın ve tüm güzelliklerin sözle dışa yansımasıdır.Okuyana az sözle çok vermektir.daha başka bir deyişle, sözün yoğunlaşmasıdır diye düşünüyorum.
Bence şiir kısa ve öz olmalı ve fazlaca imge kullanmamalı diye düşünüyorum. Ben buna özen gösteririm.Pek çok şairin, şiirlerinde fazla imgeye boğlduklarını görüyor ve bunları okumuyorum. Okusam da şairin ne söylediğini anlayamıyorum.