Misak-ı Terörizm...

Uğur Deniz Ülkegül
279

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Misak-ı Terörizm...

Gelişmiş ülkeler -silah üretir- satar bunun karşılığında para alır...

Az gelişmiş ülkeler -terörist üretir- satamaz bunun karşılığında silah alır...

Okutmadığınız yetiştirmediğiniz sahip çıkmadığınız bir çocuk bir gün birilerinin kahramanlık türü hikayelerine kanarak dağa çıkar...Çünkü işi yoktur...Aşı yoktur...Muhtemelen çok gençtir bir yuvası bir eşi yoktur...

Misak-ı Milli sınırları içinde yaşar...

Okuttuğunuz yetiştirdiğiniz ama yine sahip çıkamadığınız bir başka çocuk bir gün birilerinin kahramanlık türü hikayelerine kulak vererek askere gider...Çünkü şehitler ölmezdir...Çünkü vatan bölünmezdir...Çünkü her Türk asker doğardır...

Misak-ı Milli sınırları içinde yaşar...

Misak-ı Milli sınırları içinde olmayan bir fabrikada bir kaleşnikof üretilir...Bir başka bölümde G-3 piyade tüfeği...Bir bölümde RPG-7 vardır diğer bölümde LAW silahı...Bir fabrika uçak üretir diğer fabrika uçaksavar silahı...

Milyon dolarların cirit attığı bir piyasada ihya olan da vardır ihya eden de...
Ölüm modernize edilir mesela...Ölümün modernizasyonu için bütçeden bilmem kaç milyon dolar para ayırılır...Bu fabrika ve şirket patronlarıyla pazarlıkla yapılır hatta bazıları batmasın diye onlara ihale falan verilir...

Artık sınırlar ortadan kalkmıştır...Paranın geçmediği hiç bir sınır kapısı yoktur çünkü...

Sonra biri resmi diğeri gayri resmi yollardan iki silah iki gencin eline verilir...
İkisi de kendine göre kutsal saydığı şeyi yapacaktır...Biri özgürlük falan filan derken diğeri sahibi olduğunu sandığı ama aslında hep başkalarının elinde oyuncak haline getirilen sömürülen karıştırılan vatan uğruna savaşacaklardır...

İkisi de misak-ı milli sınırları içinde doğmuştur...İkisi de Misak-ı Milli sınırları içinde ölür...

Birine Şehit denir diğerine hain...Biri kandırılmış gençlerimizdendir (burada nedense cümle hep yumuşatılır) diğeri bilinçli kahraman...Biri akıllıdır zekidir cesaretli ve ataktır...Diğeri aptaldır korkaktır sinsidir...Tuhaftır ama ikisi de aynı zamanda ölüdür...Bazen ikisin de adı ve hatta memleketi aynı olabilmektedir...

Şehitler ölmez ama teröristler ölür...İkisinin de mezarda yatıyor olmasının şekil benzerliğinden başka hiç bir benzerliği yoktur...

İkisi de birbirine kurşun sıkar...

İki anne vardır ikisi de ağlar gözyaşı döker biri ölen diğeri ölmez denilen oğlu için...

Misak-ı Milli sınırları içinde...

Bunun doların yükselmesi ile hiç bir ilgisi yoktur...Piyasalarda etkisi sıfır düzeyde denecek kadar azdır mesela 15 şehit + 23 terörist totalda 38 insan kaybı vardır misak-ı milli sınırı içinde...Bu 38 anne 38 baba ve sayısı belli olmayan kardeş ve akraba ve buna mukabil öfke hüzün kızgınlık demektir...Bu günden güne yuvarlanan ve büyüyen bir çığ demektir...

Bu daha çok silah daha çok terörist daha çok ihale daha çok satış ve daha çok alış demektir...Bu daha az kitap daha az defter daha az okul daha az şevkat demektir ama...

Şehitler ölmezdir bir kere...Vatan bölünmezdir...Yürü evladım sen yaparsındır...Koçum aslanım sındır...Yaşayıp doktor olduğu mühendis olduğu ya da olmasa bile hayatını kazanıp yuva kurduğu çocukları ile mutlu olduğu için değil, bunları olamadan bunların hiç birini yapamadan gittiği toprağa gömüldüğü için gurur duyup vatan sağolsundur her şeyin özü...

Herkes kahramandır ve herkes haindir bir bakıma yani...Yani herkes hem özgür hem tutsaktır bir anlamda...Herkes herkese baktığı yere göre değişken bir yerde duruyordur bunca cesaret ve bunca korkaklık bunca sadakat ve bunca ihanetin tek suçlusu tek mağduru tek faili ve tek sorumlusu...

Ölen o iki gençtir bu ülkede...

Bu yüzden ölü ya da diri...Gömülürler her zaman...

Misak-ı Milli sınırları içinde...

Şehitler ölmez vatan bölünmez...Yaşasın tüm halkların kardeşliği...Falan filan cart curt...

YAŞATMAK YOK...ÖLDÜRMEYE DEVAM...

Kolay gelsin....

Uğur Deniz Ülkegül
Kayıt Tarihi : 12.10.2008 05:32:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Saadet Ün
    Saadet Ün

    'Misak-ı Milli sınırları içinde olmayan bir fabrikada bir kaleşnikof üretilir...Bir başka bölümde G-3 piyade tüfeği...Bir bölümde RPG-7 vardır diğer bölümde LAW silahı...Bir fabrika uçak üretir diğer fabrika uçaksavar silahı...

    Milyon dolarların cirit attığı bir piyasada ihya olan da vardır ihya eden de...
    Ölüm modernize edilir mesela...Ölümün modernizasyonu için bütçeden bilmem kaç milyon dolar para ayırılır...Bu fabrika ve şirket patronlarıyla pazarlıkla yapılır hatta bazıları batmasın diye onlara ihale falan verilir...

    Artık sınırlar ortadan kalkmıştır...Paranın geçmediği hiç bir sınır kapısı yoktur çünkü...

    Sonra biri resmi diğeri gayri resmi yollardan iki silah iki gencin eline verilir...
    İkisi de kendine göre kutsal saydığı şeyi yapacaktır...Biri özgürlük falan filan derken diğeri sahibi olduğunu sandığı ama aslında hep başkalarının elinde oyuncak haline getirilen sömürülen karıştırılan vatan uğruna savaşacaklardır...

    İkisi de misak-ı milli sınırları içinde doğmuştur...İkisi de Misak-ı Milli sınırları içinde ölür...

    Birine Şehit denir diğerine hain...Biri kandırılmış gençlerimizdendir (burada nedense cümle hep yumuşatılır) diğeri bilinçli kahraman...Biri akıllıdır zekidir cesaretli ve ataktır...Diğeri aptaldır korkaktır sinsidir...Tuhaftır ama ikisi de aynı zamanda ölüdür...Bazen ikisin de adı ve hatta memleketi aynı olabilmektedir... '


    'İKİ ANNE VARDIR İKİSİ DE AĞLAR GÖZYAŞI DÖKER BİRİ ÖLEN DİĞERİ ÖLMEZ DENİLEN OĞLU İÇİN...'


    Sayın Uğur Deniz Ülkegül
    Aslında gerçek bilinendir... Ama bilinmesi istenmez...

    Kutluyorum ve izninizle son yazdığım şiirimi yazınızın altına ekliyorum.



    - * Mâr! *(Özleşim'ce)


    İnce düşünmeden kızıp böceğe;
    Aklına ket vurup yazan yazana…
    Oltayı görmeden kanıp köçeğe;
    Yemlere zil takıp azan azana…
    Ahvali çakmadan kızan kızana...

    .....
    .......
    .........

    Birliği bozmadan elin adamı!
    Çiğnemeden yarın yarımada’mı!
    Sevgiyi harç yapıp onar bu damı!
    Söyle desem dudak büzen büzene…
    Ağzıma gem vurup üzen üzene...
    .....
    .......
    .........

    Dikkati vermiyor tuzaklı yola,
    Haçlı keser vurur kenetli kola,
    Vah ki, düşünmeden yarın ne ola!
    Gündeme har katıp dizen dizene…
    Hengâme zevk deyip gezen gezene...
    .....
    .......
    .........

    Dirliğe sırt dönen, desem ki deli;
    Pak kalemim kırıp keser bu eli.
    Gayrı sesim duyup uyan be veli!
    Devranı devralıp bozan bozana…
    Yurduma mâr olup sızan sızana…
    .....
    .......
    .........


    Saadet ÜN


    Saygılarımla

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Uğur Deniz Ülkegül