Miş'li geçmiş zamanın hikayesi

Hüseyin Çetin İsmailoğlu
39

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Miş'li geçmiş zamanın hikayesi

Yiğit havalandığı vakit, yaradanın gücüne gider;
Ona öyle bir dert verir, selintisi Halep’e inermiş.

Yiğidin forsu mu kalır, tabii ki el açıp aman diler;
Bir köşeye garip, perişan, ödlek kedi gibi sinermiş.

İnsanın nefsi öyle ketum öyle bir ketummuş ki; ancak
Edep, hayâ Yüce Allah’ı zikirle rahata erermiş.

Huzursuz olup da aklını başına devşirirse ancak,
Bunu başaranlar nefsi mutmaine bir hayat sürermiş.

Azrail çiçek bahçesinde çiçek derer gibi; yeryüzü
Önünde leğen, can üstüne deste deste canlar derermiş.

Ölümün sıcak nefesini hissetmekteyse arif yüzü,
Kaçış yok bilip hazırlığını yapar da öyle beklermiş.

Zenginin malından züğürdün çenesi çokça yorulunca
Derdi ise ancak benim gibi bir lüzumsuzu gerermiş.

Akılsızla yerli yersiz münakaşa-i kelam edince
Ne mal olduğumuzu alenen hemen ortaya serermiş.

Hüseyin Çetin İsmailoğlu
Kayıt Tarihi : 10.8.2009 18:25:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Hüseyin Çetin İsmailoğlu