Yine çırpınırım gam deryasında,
Ayrılık gurbette zor geldi bana.
Gördükçe haksızlık 'hak dünyasında',
Koca geniş dünya dar geldi bana.
Hak aradım, bulamadım, yoruldum,
Meydan açıp er meydanı görmeyen,
Koç yiğidin şöhretini ne bilsin.
Telli sazı hiç eline almayan,
Aşıkların sohbetini ne bilsin.
Bir anadan bir babadan,
Neyi paylaşamıyoruz?
Birdir bizi bir yaratan,
Neyi paylaşamıyoruz?
İnancımız dinimiz bir,
Menzile yaklaştı ömür kervanım,
Ecel borazanı öter ha öter.
Beklenti içinde geçer her anım,
Ne gelir ulaşır ne günüm biter.
Ömür buz dağıysa, zaman güneşmiş,
Kibir’e kapılma ay yüzlü nigar,
Her doğan güneşin bir akşamı var.
Ne kadar yüksekte parlasa bile,
Zamanla ayaklar altında batar.
*
Ezel baştan böyle gelmiştir gider,
Kimi sinek avlar, destan sayılır.
Kim millet uğruna can feda eder,
Kitap üzerinde tozdan sayılır.
Kimi Ferhat gibi deler dağları,
Zaman geçti güzel yazın sefası,
Son baharın bozgununa uğradı.
Uçtu gençlik ihtiyarlık cefası,
Her günümü kılıç gibi doğradı.
Ecel ele almış göç davulunu,
Bir güneş doğuyor,
Sevda güneşi.
Sevgi güneşi, sevinç güneşi,
Umut güneşi, vuslat güneşi.
Evet doğuyor karanlığı kovalayıp,
Zulmetlere nur saçıp.
Dünya işte,
Sen onu, o başkasını,
O seni, sen ötekini seversin.
Sevenler od içinde,
Sevilenler umursuz.
Yoruldum, bıktım!
Dünyadan, hayattan,
İkiliklerden, sahtekarlıklardan,
Ne zaman duracağı belli olmayan,
Anlamsız kervan yolundan.
Ondan, bundan,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!