Parmaklık gölgesi düşer duvarlara
Gece, betonun kalbinde çiçek gibi açar
Saat susar — ranzada yankılanır sessizlik
Her tik tak, bir yoldaşın suskunluğu olur bazen
Bir türkü başlar içimizden
Ne notası vardır, ne sazı
Ama duyan bilir
Susan anlar
Yani kardeşim, sen o türküde varsın
Ben gözlerini görmeden tanırım seni
Kimi geceyi saklar cebine
Kimi annesinin sesini
İki dize ezberlemiş bir çocukluk hatırası
Ve sabahı sabırla bekleyen bir avuç ışık
İşte böyle çoğalır umut burada
Bir mendil olur bazen o umut
Terimizi sildikçe, gözyaşımızı gizledikçe
Bazen saçında bir tel
Bazen koğuş duvarına çizilmiş bir çentik
Bazen de hayalinde büyüttüğün bir çocuğun adı
Saklıyoruz işte —
Suç gibi değil
İnkar değil
Utanmak hiç değil
Bu, onurlu bir mirastır:
Bize zulmedenlerin anlamayacağı kadar sessiz
Ama bir gün direnişe dönüşecek kadar güçlü
Saklıyoruz —
Sır değil
Silah değil
Ama unutmamak için
Ama unutulmamak için
Damarlarımızda dolaşan özgürlük gibi
Ve işte bu yüzden:
Duvarlar da bilir bizi
Ranzalar, cümlelerimizi ezberlemiştir
Ve türkü hâlâ sürer
Kimse söylemese de
Kimse duymasa da
Yüzümüzdeki çizgilerle
Gözümüzdeki o son kıvılcımla
Saklıyoruz...
Miras gibi.
Kayıt Tarihi : 30.7.2025 01:03:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!