O akşam Minik'in canı çok sıkılıyordu.Yatağına uzanıp pencereden dışarıyı seyrederken düşünmeye başladı.Acaba başka gezegenlerdeki yaşıtları neler yapıyordu? Onların da canları sıkılıyor muydu? Bu soru günlerdir kafasını meşgul ediyordu.Bir ara gökyüzüne baktı.Çok uzakta 'Dünya' adlı masmavi bir gezegen vardı.Bu gezegeni seyretmek onu mutlu ediyordu.Rengi de diğer gezegenlere hiç benzemiyordu.
'Benim gezegenim kırmızı.Acaba o niçin mavi? ' diye düşündü.İyice meraklanmıştı.Bu bulmacayı çözmek istiyordu.
Ve bu gezegen hakkında araştırma yapmaya başladı.Araştırma sonrasında, bu gezegende yaşam olduğunu, orada da su, toprak ve hava olduğunu arıca bu gezegenin adı da 'Dünya' olduğunu bulmuştu.Artık Dünya'ya gitmek orayı daha yakından görmek orada arkadaşlıklar edinmek istiyordu.Bir gün eline bir fırsat geçmişti.Artık istediği gezegene gidebilirdi.Çünkü, ona özel bir araç yapılmıştı.Artık Dünya 'ya gidebilirdi.Çok mutluydu.Hemen aracına binip Dünya 'ya doğru yol almaya başladı.Uzun yolculuktan sonra Dünya 'ya varmıştı.Ailesiyle birlikte çok mutlu bir hayat kurmuşlardı.Minik orada arkadaşlıklar kurdu.Sonsuza kadar Dünya 'da mutlu mutlu yaşadılar.
Minik birden bir ses duydu 'Minik yavrum kalkarmısın okula geç kalacaksın' bu ses ona hiçte yabancı gelmiyordu.Gözlerini açtığında karşısında annesini gördü.Bunların birer rüya olduğunu anlamıştı.Rüya bile olsa çok mutluydu.Ve bu rüyasını sonsuza dek unutmayacaktı.
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta