Ne haddine bir mahlûkun Haliklık?
Küfre girer kim der ise; “ene-l Hak”!
Görevimi aciz kulun maliklik?
Abid olan demelidir; “mine-l Hak”
Hakkın kulu nasıl İlah sayılır?
İlah olan hiç ölür mü sonunda?
Bir faniye hangi usla uyulur?
Şuna kanan şirke düşer anında!
Yaratanı madde saymak büyük gaf!
Ehl-i dalal hep yapıyor şu işi.
Mü’min isen, sapkınlıktan ol muaf;
Uydur hemen, Hak kıstasa gidişi!
Soktu dine şu görüşü Yahudi;
Gayesiyse; bozmak nezih imanı!
Bidayette böyle bir şey yok idi;
Bulandırdı ehl-i nifak izanı!
Nasara’yı ayni savla bozdular;
Muvahhitler oldu tümden kefere!
Arkasından ehl-i hakka sızdılar;
Sıvandılar ifsat için sefere!
Kitap, sünnet ret ediyor şu gafı;
Müstakimler hiç girmesin bu yola!
Zira şirkin Rab indinde yok affı;
Rağbet etme yanlış şeye müyul’a!
Abdullah Toroslu
04.10.2011-İzmir
Ene-l Hak; Ben (hâşâ) Allah’ım.
Mine-l Hak; Ben Haktan geldim.
Müyul; Niyetlenmeler, meyletmeler
Kayıt Tarihi : 4.10.2011 12:56:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!