Sesimi mi özledin, yoksa nefesimi mi?
Zaman unutturmaz mı aşklarını hicrânın
Yıllar eskir sadece duygular hep tazedir
Kalbin bîcan olsa da bende kalır bir canın
Derûni şiirlerim hasret gülüşlerine
Yaşadığımız aşk ki; ötesinde zamanın
Maziyi resim gibi çizerken düşlerine
Beni hatırlayınca acıyor mu sol yanın?
Şimdi cesaret edip anlatsaydın derdini
Hem sesini duysaydım, hem kanayan yaranı
Sular şiirler gibi yıkar mı hiç bendini
Ruhu acı çeker mi sevinçten ağlayanın
Sen beni bulursun da, seni nasıl bulayım?
Cemalin hayalimde bile soldu mimoza
Son serüvenci vardı, onu da sen mi vurdun?
Güller de ağıt yaktı sesine vaveylanın
Bil ki; son serüvenci son nefesini verir
Elleri ellerinle buluşmadan vedasız
Yangın yeri yüreği bir akkor oluverir
Artık ne kar söndürür, ne bikes yarınların
Mimoza çöller bile kendine buldu vaha
Derdine derman oldu hep yaralı kuşların
Hangi beşeri sevda yönelmez ki Allah’a
Leyla bile aşkını çölde buldu Mevla’nın
Ben de Mecnun misali yollara revan olup
Menzilimi ararım dervişan kılığında
Bir umuda yürürken bin mahzende kaybolup
Çerağından giderim izlerinden Leyla’nın
İster sev, istersen yak aşkınla kavrulayım
Kül olsun bedenim de gülzarına savrulsun
Kalemimi kırsınlar, sensiz parya olayım
Yazsınlar mezarıma “Son kurbanı sevdanın”
Kayıt Tarihi : 30.11.2024 15:29:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!