Yol boyu kaldırımlar
Sokak başında insanlara dadanan deliler
Dakikası dakikasına sığmayan hızlıca yolda yürüyen işçiler
Ve
Çok uzakta memleketinden derbeder olan sığınmacılar
Yürekler hep aynı
Ah insan ah
Bir yudum su ile boğulacaksın bile
Yetmiyor sana koskoca dünya
Ölümü her an yaşıyorsun da
Ölümsüz olduğunu savunuyorsun
Vücudunda sayısız kemik varken
Ömür rüyaydı
Geçip gidecek
Yarınlar çok uzun
Bugünler rüya gibi kısa
Gençlik bir zırh
Yaşlılık kaybedilmiş bir savaş
Bir cam kırığı
Bilek kesiği
Kalp sızısı
Hayattan bu kadar erken mi alır kişileri
Yaşamak bu kadar kolay iken
Senin özel olduğun için doğan güneşin
Çocuğum dedi küçük bir çocuk
Elleri minnacık
Yüreği sıcacık
Koca bir adama seslendi
Çocuğum dedi
Ayaklarım üşüyor üşütme
Söndür ışıkları dedi gardiyan
Gecenin soğuk karanlığını
İçimize hapsederek
Ranzanın gıcırtıları yüreğimizi parçalayarak
Söndür dedi !
Yarından umutsuz
Bahar mevsimi gibi gel sevgilim
Herkes beklesin seni
Ve
En çok ben bekleyeyim seni
Ağaç kok
Çiçek kok
Solan gönlüm
Ve
Tesadüf bir aşk
İhtilal yapmaya yeter mi .
Savaş mı çıkması gerek
Yürekler savaşı yaşarken
Ölümü bilir
Ölümü yaşarız
Ölüm olduğu yerde hayal kurar
Ölümün üzerine kumar oynarız
Ölümsüzlük iksiri içip
Ölümsüzlüğe meydan okuruz
Evet sensin galiba
Sen misin . Uzaylı