Sevgi taşlarından örülü saraylar,
Harcı merhametle karılı burçlar tasarlamıştım oysaki.
Küçücük dalgalarda yıkılsın diye,
Kumdan kaleler çizmedim aydınger yapraklarına.
Başkasının dünyası,
Güneşin kaç çekim kuvvetindedir, bilmem.
Sana yer çekimlidir benim dünyam.
Kendim çizdim,
Ağacını, yaprağını, hatta denizlerini bile dünyamın.
Yeşil bir gök, Turuncu bulutlar,
Ateş yanaklı güller,
Pembeyi sevmem, fazla masalcı.
Senin için,
Beyaz bir dünya tasarlamıştım oysaki.
Temellerini, filizleriyle çaktım güneşin,
Bu ev benim,
Bu sevda benim,
Ben tasarladım, oturup bir mimar gibi.
Duvar duvar yüreğimle perdahladım,
Turkuaz bir güneş çizmiştim oysaki
Daima ilkbahar olmalıydı mevsim.
Bütün ırmaklar sana akmalıydı,
Sen yürürken endamınla,
Çiçekler sana bakmalıydı.
Bütün bahçelerin peyzajına,
Tebessümünün çiçeklerini gizlemiştim oysaki.
Küçücük dalgalarda yıkılsın diye,
Kumdan kaleler çizmedim aydınger yapraklarına.
Temellerine koyduğum dimniti, ben ateşlerim ancak.
Başıma yıkılacaksa sırça saraylarım.
Sen yık,
Ben yıkayım.
Ama ne olur,
Bırakma,
Yıkmasın başkaları.
10/12/2007 - İzmir
Alim EkenKayıt Tarihi : 10.12.2007 19:31:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TASARLANMIŞ HAYATLAR BAŞKALARININ İSTEĞİ DOĞRULTUSUNDA GÜLMEK, AĞLAMAK, KONUŞMAK, SEVMEK HATTA SEVMEMEK BİLE DEĞİLMİDİR? SATRANÇ TAHTASINDA HANGİ KAREDE OLMALI İNSAN, PİYON, KALE, FİLMİ OLMALI VERİZMİ YOKSA, YADA BİR MATLA DEVRİLEN ŞAHMI OLMALI İNSAN. KAÇ ŞANSI VAR YAŞAMA DAİR İNSANIN BİLMEM. AMA İLK ŞANSIMDA TEĞET GEÇMEK ÜZERE YAŞAM. CESARET; TAHTA BAŞINDA, BÜRÜNMEDEN KİMLİĞİNE SATRANÇ OYUNCULARININ, ŞAHA MAT ÇEKEN EL OLMAKTIR TAHTA DIŞINDAN.
Sen yık,
Ben yıkayım.
Ama ne olur,
Bırakma,
Yıkmasın başkaları.
Evet düşündüren ve hüzün veren dizeler beğenerek okudum şair dostumu can-ı gönülden tebrik ediyorum, selamlar saygılar.
Sen yık,
Ben yıkayım.
Ama ne olur,
Bırakma,
Yıkmasın başkaları.
İNSANI YIPRATAN SEVDİĞİ DOST DEDİĞİ İNSANLARIN SEYİRCİ KALIŞIDIR GÜZEL BİR DİLLE KALEME ALINMIŞ ...EMEĞİNİZİ KUTLARIM
aklıma ikokulda çizdiğim resimlerim geldi.
Her çizdiğim manzarada hep kendi düşlediğim ev olurdu, üstelik bu evin odaları da dışardan görünürdü, öyle ki elektrik ampülüne kadar.
Büyüdükçe bozuldu evim, çünkü o ötekiler var ya hani hep güldüler evlerime.
'Dışardan bunlar görünür mü?' dediler.
Onlar güldükçe benim evlerim de bozuldu.
Ne yazık ki arkadaşım çoğumuz,
ısmarlama bir yaşam sürüyoruz.
Tebrikliyorum.
TÜM YORUMLAR (3)