DERİN ACILARIN KANITIDIR; “KUTLAMA, BAYRAM” ADIYLA ANILAN GÜNLER
19 Mayıs 1919, Atatürk’ün, ülkeyi düştüğü vahim durumdan, bizzat gelip arsız ve yüzsüzce içine yerleşmiş Alman, Fransız, İngiliz başta olmak üzere işgal kuvvetlerinden kurtarmak için yol arkadaşları ve milletle el ele nasıl bir yol izlenmesi gerektiğinin konuşulup, tartışılıp karara bağlanmak için Samsun’da ilk adımı atarak bir dizi toplantılar yapmak amacıyla, Samsun’a ayak bastığı gün…
23 Nisan 1920, bir noktada birleşmek amacıyla yapılan tüm toplantılardan ardından, okullardan toplanan eski sıraların kullanılabilir hale getirildikten sonra organize bir şekilde hareket etmenin gerekliliğinden kaynakla, aynı çatı altında toplanmanın, gece-gündüz demeyip çalışmanın elzem olduğu kanaati üzerine, taş bir binanın Türkiye Büyük Millet Meclisi adı ile yapılandırılması ve gecelerce uykusuz kalarak ülke için çalışmaların hummalı bir şekilde yapılacağı, sıraların üzerinde yorgunluktan bitap düşerek uyuya kalındığı T.B.M.M’sinin açılış günü…
29 Ekim 1923; Aç, susuz, uykusuz, kar-boran, kan-revan demeden savaşılan o bitmek bilmez anlarda omuz omuza verip, kadın-erkek, çoluk-çocuk bilfiil içinde olunan, imkanların oldukça kısıtlı, düşmanın oldukça güçlü göründüğü bir savaştan galip çıkmanın verdiği yorgunluk, bitkinlik ancak bir o kadar onur ve gururla yepyeni bir ülke, devlet ve Cumhuriyet rejiminin, halk iradesini en iyi temsil edeceği, halkın iradesinin egemen olduğu, kimsenin kimseye üstün olmadığı, herkesin eşit olduğu düşünceleriyle Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulduğu, bir milletin yeniden var oluş destanının tüm dünyaya duyurulduğu ve adeta Adolf Hitler’in; ”Türkler, öyle bir millettir ki, hayatta tek bir tane kalsa bile kendi devletini kurar, intikamını alır! ”, sözlerini kanıtlarcasına Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığının Dünya Tarihine imzasının atıldığı gündür.
“Bayram, Kutlama”, adı altında anılan hiçbir millî günümüz, eğlenceler, şenlikler sonucunda ortaya çıkmış değildir. Özünde yatan milletimizin derin acılarının kanıtı olan MillÎ Günlerimiz, bu bilinçle ele alınıp, günümüzde de devam eden ülkemiz üzerine oynanan oyunlara pabuç bırakmayacak şekilde, bu günlerimizin anlam ve önemi dile getirilerek, Kurtuluş Savaşımızda var olan ve Ülkemizin düze çıkmasında en büyük etken olan birlik-beraberlik ruhumuzu korumanın ve canlı tutmanın gerekliliği vurgulanmalı, gençlerimize manevi ve millî duygularımız yaşatılmalıdır.
Daha nice 19 Mayıs’lara, sağlık, huzur, birlik beraberlik ruhuyla çıkmak dileğiyle, Atatürk’ün; “Gençler, Cumhuriyeti biz kurduk, O’nu sonsuza kadar yüceltecek ve yaşatacak olan sizlersiniz! ” sözlerinde belirttiği gibi gençlere armağan ettiği, 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramımız Kutlu Olsun.
Sonsuz Sevgi ve Saygılarımla
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.