Milenyum Yalnızlığı Şiiri - Kemal Ersözlü

"Âyet Âyet ,Sûre, Sûre,
Yürüdüler Mekke'den Medine'ye"...

Milenyum'da Yalnız Yürüyüşüm,
Bir kaç Sergüzeşt Müslüman'la beraber,
gerisi döküldü.
Ya Emekli ettiler kendilerini,
ya Burunlar'ı Tavan'a değdi,
ya Sanal Medine'ye erdiklerine Qâni oldular...

Qawlimiz yokmuşsacına,
sanki Hayat'ın Anlamı'nı bulmamışcasına..
Dalıp gittiler Dalanlar'la,
Eksere'n-Nâs'la..

Dağ'a Kazma Vuran Ferhatca emekledik Seb'u'l-Mesâni Yılları'nda...
Târihselci-Evrenselci,
Modernist Mealcilik,
Köhnemiş İçi Boş Gelenekçilik Dilamması'nda
Ne yapmaya çalıştığımızı anlayan anladı,

Körolaası Ewlâd-ı İyâl işte,
'Saray'ın Yemekler'i' Tatlı'ymış,
Qalbler'i bizimle oldu belki,
Dilleri'ni bize karşı kıpırdattılar...

Zekeriyâ'yı Göz Yaşları ile terkeden Son Hizmetkâr'ı gibi,
Önlük çıkardı sona Kalanlar da.

9 Ay'dır 'Yeraltından Notlar' gönderdim zaman zaman.
Aysberg'in Su üstünde görünen Qısm'ı..
Proje Sorumluları'nın bile Arazî olduğu,
Çok Önemli İşleri'nde Arz-ı Endâm ettikleri Tekke'yi
bekleyen Seçkin'e,
Ödevi'ni hatırlatmadan hatırlayan,
Din'i Doruğu'nda yaşamak'la Taç'a Tâlibler'e,
Fâruq Kişilikler'e, Muwahhid Erler'e...
Sevgilerim'le..

Diwâne'si bir kaç Kişi'yiz?
'Küresel Medine'ye Umud'un olan....
Mesih'i,Mehdi'si bir Masal olmayan...
Qârî, Qârî'yi Mekke'de bulur, görürmüş,
Körler'in Gözleri'nden ise Qalbimiz kadar Irak,
Bıraktıklar'ı kadar, Bırakılmış.
Sakarya'dan Parya,
Nil'den Cimri, Tuna'dan Kızıl
mı?