Yokluğunda
acıları bezedim çiçeklerle
hissetmez vücudum.
Açılacak maviye düşlerim
gülüşlerine sarılırdım her gece
kanatlanıp uçacak sevdalarım
Sarıl Bana
Sarıl bana gülüm
Birazdan yağmurlar sevişecek
Gökyüzünün griye bürünmüş harelerinde
Beni böyle bırakıp gitme
Beni böyle yalnız başıma,
Bırakıpta gitme,
Vicdanın sızlar sonra.
Damarlarında akan kanın donar.
Öğretmenim
Yüreğinizdeki sevgi
Bilimin öğreticisiyim
Çağdaşlığa açılan kapı
Bazen de bu işlerin inatçısıyım.
Çocukluğumun harabe yıllarını
Resmediyor duvarlar
Gaz lambasının
İs kokularını hisseder gibi oluyorum
İzbe köşelerinde
Yüreğim sızlıyor gülüm seni her görüşümde. Sabahlar hiç olmasın diyorum. Hele akşamlar. Akşamların kızıllığı var ya nasıl da yürekleri yaralıyor sensizlikte. Nasıl da karamsarlığa bürünüyor duygular…
Yüreğim sızladı dün akşam yine. Seninle ilgili bir şeyler anlatırken ya da sana ait bir şeyler anımsarken. Sana söz vermiştim:
Geceleri yıldızları gördüğümde onlara ulaşıp sana getirecektim. Sen de dilekler tutacaktın yıldızlarla, geleceğe ve geleceğimize dair.
O An
Şuh bakışlarından
Katre katre duygular dökülürdü
Eprimiş yapraklara
Ve o an duraladım
Kapımı çalan aşka aldırış etmeyeceğimi biliyorsun.Tak, tak, tak seslere rağmen. Oysa çalan kapının sesi değil, senin kalbindi..Trübüne oynayan bir oyuncu numarasını artık bırak. Zaman her ikimizin aleyhine işliyor.Durduramayız zamanı.Bak! saatin yelkovanı nasıl da hızlı dönüyor. Kaç zaman çalındı? Düşünebiliyor musun? Hani, doğruları söyleyecektin! Hani, her zaman ve her koşulda birbirimizi arayıp soracaktık.Hani,acılarımızı ve sevinçlerimizi paylaşacaktık! Oysa sen susuyorsun. Bu haniler bitmez. Damarlarımdaki kan eskisi gibi besinleri taşımıyor hücrelere.Birazdan beynim duracak. Gideceğim buralardan. Uykularım geceye inat yapıyor. Paylaşıyorlar yalnızlıklarını. Kar yağıyor lapa lapa.Penceremden bakıyorum beyazlığa. Seninle ilgili bir şeyler düşünüyorum.Belki de senin resmini çizmek istiyorum kara. Dedim ya yapamıyorum.Giderim dedim, bir kere. İnadım inat.
Sevdasına Yandığım
Ey, sevdasına yandığım şehir!
Çanların suskun
Minarelerinde ezan sesleri
Temmuz Sıcağı
Temmuz sıcağında yanıyorum. Sam yeli bir rüzgar eser yüreklere. Kavuruyor her yanımı. Yanıyorum sevda ateşi ile. Bir yanım yangın, diğer yanım sensizlik. İşte böyle direniyorum sensizliğe ve yaşama. Haydi, anla beni! Nasıl da kor oluyor yürekler? Yağmurlar yağar birazdan ve ardından ılık bir rüzgar eser. Duygularım, yokluğuna saklanacak. Belki geri gelmeyecek bir daha. Ve bir ah çekecek sevgiler. Geçen günlere ve kaybolan yıllara.
Mikail KOLUMAN
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!