Mezarlık ve Asırlık Çınar Şiiri - Yorumlar

Şükrullah Yavuzer
235

ŞİİR


14

TAKİPÇİ

MEZARLIK VE ASIRLIK ÇINAR
Kardeşimin küçük yaşta ölümü beni derinden etkilemişti. Onu unutamıyordum. Gülüşü, zeytin gözleri, yumak yumak elleriyle suratımı avuçlayıp kahkahalar atması gözlerimin önünden gitmiyordu. Annemle ilk kez mezarını ziyaret edişimi, kardeşimin çok sevdiği, iki bisküvi arasına sıkıştırdığım lokumu mezarının başucuna koyuşumu hiç unutamıyordum. O daha küçücüktü neden ölmüştü ki? …
Kardeşimin minnacık bedeni; incecik, narin, rengârenk bir çiçek olmuş, açmıştı mezarının toprağında. Ölümün yaşı yoktu, herkes ölecek yaştaydı. Çocuğu, yaşlısı, zengini, fakiri, ağası, marabası… "Neylersin ölüm herkesin başındaydı” işte…
Hayat kaç yıl yaşadığımızla ilgili değil, yaşam sürecine neler sığdırabildiğimiz ile ilgiliydi. Kiminin yaşı büyüktü ama az yaşamıştı, kimin yaşı küçücüktü ama yıllara koca bir ömür sığdırmıştı.
Ne garip bir çelişkiydi hayat, doğunca sen ağlıyorsun ölünce başkaları… Doğunca çırılçıplaksın ve beraberinde hiçbir şey getirmiyorsun, ölürken de beraberinde hiçbir şey götürmüyorsun…
Hayat neydi? Tutunduğumuz paslı bir tel miydi? Hayattan beklentilerimiz nelerdi? Şairin dediği gibi hayat kimseye yar olmayan ve ağlatan uzun veya kısa bir yol muydu?
"Sen; Sımsıkı tutunduğum,

Tamamını Oku

Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta