Meyve Ağaçları Ve Rüzgar

Mehmet Cıngır
1303

ŞİİR


11

TAKİPÇİ

Meyve Ağaçları Ve Rüzgar

Bir rüzgâr esti ötelerden.
Ağaçların enli göğsü çatırdamaya başladı,
Secdeye eğilir gibi eğildi.
Onlar meyve ağaçlarıydı meyve…
Çalı ya da zakkum değildi.
Meyve ağaçlarının kanı vardı,
Dağlar taşlar boğuluyordu kanından…
Rüzgâr,hiçbir şey olmamış gibi
Geçip gidiyordu yanından.

Ağaçların avucunda gözyaşı ve kan
Nasip aldığını sanıyordu savaştan
Ve” meyve ağalarına yardım etmeyin aman”
Okşayarak kanını”onlar”diyordu “düşman”
Çığlık atıyordu meyve ağaçları sessizce
Ağaç kandan,rüzgâr havadan…
Ağaç meyve kokar,Rüzgâr ter…
Yani rüzgâr hava,
Ağaç yuva…
Ağaç kökleriyle tutunmuş yere,
Durmuş yaprağa;
Ben çıplak ayaklarımla basmışım toprağa.

Güçlünün düşmanı da güçlü olur.
Rüzgâr açtı mağara ağzını,
Habire yiyordu
“Doymak bilmem” diyordu
Yedikçe yiyor,kana doymuyordu.
Gövdesi açtı rüzgârın.
Zakkum ağaçları zevkten çalıp oynuyordu.
Kanı suluyordu zakkumları meyve ağaçlarının
Güneşi artık göremiyordu meyve ağaçları
Benim gönlüm meyve ağaçlarını sevdi;
Ama rüzgâr da acımasız bir devdi.
Geniş gövdeleri devinmekteydi ağaçların
Güneşte kurutulmuş papatyalar gibi serilmiş yere
Ağaçların gözlerinde hüzün,kaşları yay,
Zakkumlar ağaçlarla ediyordu alay!
Zehri kaynıyordu kazanlarda zakkumların.
Meyve ağaçları ölmekte,
Çalı ve zakkumlar kıs kıs gülmekte…
Bir bulut gibi geçti rüzgâr,
Ne kış dinledi ne bahar.
Çalılar,zakumlar,dikenler kalmıştı geride
Bir de taş bağırlı dağlar…
Rüzgâr habire yiyordu,
“Ben doymak bilmem”diyordu.
Dağlar…Çıplak dağlar…
Ve Ağaçsız kalmıştı bağlar!
Rüzgârın bedenine dokunmasından
Ürperiyordu dağlar!
Yuvasız kalmıştı kuşlar,tavşanlar; böcekler arılar…

Yiyecek bir şey kalmayınca
Dağları yemeye karar verdi rüzgâr.
Dağları kemiriyor kemiriyor ancak diş geçiremiyordu.
Çalıları ve zakkumları yiyor; fakat günden güne eriyor;
Dişleri dökülüyor,beli bükülüyordu rüzgârın.
Dağa saldırdıkça kendi göğsü parçalanıyordu.
Çalı,zakkum,diken yiyerek ayakta duruyordu.
Buna ne kadar dayanabilecekti?
Parmaklarımın arasından geçecek
Ve zehir içecekti.
Devir köpek devri…
Artık o da köpek gezdirecekti.
Rüzgâr çok soğuktu.
Güneşi bile dondurmuştu,
Yıldızların alnına bir öpücük kondurmuştu.
Tohum taşıyamıyordu şimdi,
Dağları tohumsuz bırakan kimdi?
Rüzgâr korkuyordu,
Korktukça korku salıyordu
Ve garip bir rüyaya dalıyordu.
Güçsüzdü ve bulutları taşıyamıyordu.
Çıplak dağlara çarpmış ve kanadı kırılmıştı.
Herkes ve her şey rüzgâra darılmıştı.

Rüzgâr her şeyi yiyip bitirmişti,
Geride kalan sadece ağzından sızan kandı,
Rüzgâr bütün yaptıklarından pişmandı.

Mehmet Cıngır
Kayıt Tarihi : 25.3.2017 13:57:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Mehmet Cıngır