Dallarına farklı aşılar yapılmış meyve ağaçları gibi olmalı insan.
Çeşitli lezzetler sunmalı sevdiklerine, şaşırtmalı sevgi sürprizleriyle...
Hep aynı tat, aynı koku, aynı tekdüzelikle alışkanlığın ötesine geçemez ki ilişkiler.
Çokça tatlı, az biraz ekşi, minicik de acı olacak ki içinde, çeşidi olsun sevginin, mutluluğun... Kokusu da olmalı; tüm kötü kokuları reddederek, içinize çeke çeke koklayacağınız mis gibi mutluluk kokusu seçmelisiniz.
Ve teninize uyacak, sizi saracak o kokunun hazzına varmalısınız doyasıya...
Haa sizin tadınızdan anlamayana ne yapsanız faydasız tabii ki, onların kendi tatları da yoktur zaten, tatsız tuzsuz bir şeylerdir işte o anlaması kıt kişiler. Hatta duyguları hepten körelmiş diyebilirim onlar için.
Sizin ve kendilerine sunduklarınızın kıymetini bilememişler, orada, burada farklı tatlar aramaya başlamışlarsa o sevdiğim dedikleriniz, eh silkelenme zamanınız gelmiştir artık. Haydi bakalım şöyle bir silkelenin, sallayın gövdenizi de düşsünler sizin dallarınızdan... Gitsinler, başka dallarda konaklayıp, orada devam etsinler asalak yaşamlarına.
Çıksınlar auranızdan, tüm negatifliklerini de alarak gitsinler, bırakın. Bırakmayı bilin ki, sizin güzel ve olumlu enerjilerinizi hala tüketmeye devam etmesinler.
Bırakmayı bilmekse zordur. Onca zamandır taşımış olduğunuz, beyninizi yoranları ve ruhunuza ağır gelenleri bir anda bırakmak kolay değil... Başarmak için çaba göstermek gerekiyor.
"Kabul ettim bu durumumu, ne yapayım ki, kaderimmiş" filan gibi saçmalıklar içinde debelenirsek veya birisi gelsin de kurtarsın dersek, boşuna beklemiş oluruz, kimse kurtarmaya gelmez bizi... Hiç mücadele etmeden öylece; armut piş, ağzıma düş diyerek açarsak havaya ağzımızı...
Anca bir kuş gelir veee bir güzel sıçar, uçar, gider...!
21 Temmuz 2014
Nesrin PekinselKayıt Tarihi : 9.11.2015 00:50:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!