Meydan, Gidenler ve Bekleyenler

Şu aleme bir bak, çehresi pek de karanlık,
Gurûba bakarsın ya hani, işte öyle ortalık,

Sefihler at koşturuyor bütün dünyada,
Salihler boğuluyor hem bu hegemonyada,

Tabii, salihe yok, asla dünyada mükafat,
Çeker ancak suçsuz yere cezasına mücazat

Ey salihe yakın olmuş, kurbundaki, korkma!
Bak, günâhını atmış nası' gidiyor hak yoluna!

Zira kim şu cihanda ki, ücreti ödemiş,
Kalmaz seyyieden eser, çün Allah'ı sevmiş!

Salihe zulmetmiş fasığa dünya ne keder?
Onun hesabı ahirete bırakmış bu kader

Zira kaderin de idarecisi, yüce Kudret,
Verir fasığa ceza ve eder salihe rahmet.

İki korku, iki saadet yan yana hiç durmaz.
Burada acı çekmişlerin ahiri keder olmaz.

Salihûn zümresine mensupsa eğer kişi,
Ebedi hayatına hatıra toplamaktır işi

Götürecek o hatırayı kefeniyle yanında
Anlatacak onu cennette Resul'ün bucağında

Şimdi sen, bu dünyada mezellet kuşağındasın
Belki türlü zulümler ve acılar kucağındasın.

Merak etme, her biri olacak bizlere bir nişân,
Saracak haşir gününde sadrımızı bi' ihtişam

Sırtlanları geçmiş ki yine beşer yırtıcılıkta,
Zulüm, hissedilir amcasına evlâd o çocukta

Zira ateş, düştüğü yeri yakmaz bu devirde,
Mazlum babaya oğlu da oğul, yeğeni de.

Kavî dur, zira beşer gemi azıya aldığında,
Bil ki demek saadet asrı bir hayli yakında.

Bu dünya bir çilegahtır, firakı da var elemi de,
Hadisattan ötürü ye'se mağlup asla düşme.

Koy hüznünü kenâra, gelse de dertler tekmil,
Bırak, hepsi gelir geçer, sen Allah'ı tek bil.

Ve bak bütün salihlerin mukaddes âmârına,
Acıyla yoğrulmuş hepsi, gider cennet gâhına...