güneş
toprağa aşık olmuştu
ışığı ve sıcaklığıyla
kucakladı toprağı
toprak da
güneşten aldığı sevgiyle tohuma
tohum fidana
fidan dala
dal yaprağa
yaprak çiçeğe
meyveye yürüdü
bu aşk yüzyıllarca sürdü
güneş sardı
ısıttı
toprak verime dönüştürdü
gel zaman git zaman
bulut kıskanır oldu bu aşkı
güneşe o da aşıktı çünkü
hem de deliler gibi
çılgınlar gibi seviyordu güneşi
oysa güneş
kendisinden çok daha uzaklardaki toprağı seviyordu
çok kez denemişti bulut
kendini güneşe fark ettirmeyi
ama nafile
güneş
kızgın ışıklarıyla bulutu deliyor
ve yine toprağa ulaşıyordu
bulut
toprakla güneş arasında uzun süre kalamayacağını anlamıştı
bu durum
kıskançlık hislerini
ve güneşe olan aşkını artırıyordu
zaman geçti
bulutun yüreği kabardı
içindeki coşkulu aşk patlama noktasına geldi
yüce dağların başındaki kuvvetli rüzgara gitti bulut
aşkını anlattı
ağladı
derdini döktü
ve yardım istedi rüzgardan
rüzgar
acıdı bulutun haline
ve esmeye başladı
estikçe rüzgar
bulut kabarıyor ve güneşle toprak arasında coşkuyla ağlıyordu
öyle çok ağladı ki bulut
yeryüzünü sular bastı
göller
denizler
okyanuslar oluştu
toprak
giderek gücünü kaybediyor
bulutun gözyaşlarıyla akıp eriyordu
güneş
bulutu delemiyordu artık
rüzgar öyle güçlü esiyordu ki
dağların başından yeryüzüne doğru inmişti
her tarafı yıkıp geçiyordu
güneş
ısıtamıyordu artık toprağı
bırakın ısıtmayı
göremez olmuşlardı birbirlerini artık
önce heyelanlar
erozyonlar yaşadı toprak
sonra çiçekler soldu
yapraklar sarardı
koptu dallardan yapraklar
rüzgarın esiri oldular
dallar kurudu sonra
fidanlar küçüldü
kırıldı
güneşin özlemi giderek büyüyordu
toprağı çok özlemişti
ancak
gücü bitmiş
ışığı solmuş
güzelliği yok olmuştu
toprak perişandı
üzerindeki otlar kurumuş
her taraf çamur deryasına dönüşmüştü
bulut
güneşe yakın olduğu
ve toprakla arasında bulunduğu için çok mutlu oldu önceleri
sonrasında gördü ki
aşık olduğu güneş eriyip sönüyordu
artık hiçbir güzelliği kalmayacak
ve yakında tamamen sönecekti
çok sevmişti bulut güneşi
buna rağmen
gözünün önünde
eriyip solmasına daha fazla dayanamazdı
anlamıştı ki
güneşin onu sevmesi mümkün değil
aşağı baktı
toprağın da güneşi özlediği belliydi
rüzgara gitti bulut
öyle bir es ki dedi
beni sürükle buralardan
aradan çekileyim
sevdiğim güneş
eskisi gibi ışıldasın
güzelleşsin
ve ben onu uzaktan seyredeyim
esti deli rüzgar
ve bulutu alıp çekti aradan
artık güneşle toprak görüyorlardı birbirlerini
önce inanamadılar buna
ikisinin de direnecek gücü kalmamıştı çünkü
güzellikleri solmuş
tanınmaz hale gelmişlerdi ikisi de
baktılar birbirlerine
ve ikisi de yavaş yavaş canlanmaya
güzelleşmeye başladılar
güneş
yine ışıldadı
ısıttı toprağı
toprak tohuma
tohum fidana
fidan dala
dal yaprağa
yaprak çiçeğe
meyveye yürüdü
yeryüzü güzelleşti
deli bir aşk başlamıştı yine
bulut
özlemle izliyordu yaşanan büyük sevdayı
yüreği dayanmıyor
arada bir ağlıyordu bulut
rüzgar
görünce ağladığını bulutun
delice esmeye başlıyor
ama söndüremiyordu güneşin ışığını
bulutun içindeki coşku
yine patlama noktasına geldiğinde
tekrar gitti rüzgara
ağladı yine
yardım istedi
yine esti rüzgar
yine kabardı bulut
ve yine girdi toprakla güneşin arasına
güneş toprağa
toprak tohuma
tohum fidana
fidan dala
dal yaprağa
yaprak çiçeğe
meyveye yürür önce
sonrası kızgın güneş
sıcak bir yaz
bulut ağlar
rüzgar eser
çiçekler solar
yapraklar sararır
dallardan kopar
dallar kurur
kırılır
sonrasında sarı yapraklar
ve güz
hava soğur
bulut ağlar hala
sonrasında soğuk kar
ve buz
03.04.2006
www.huseyinkekic.blogcu.com
Hüseyin KekiçKayıt Tarihi : 22.11.2007 08:46:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Alem-i devran
Yürek,
Yağmur sıkıntısında
Yağdı, yağacak.
Bulutlar boşaldıkça toprağa,
Güldür,güldür akan su;
Kimbilir kaç ay sonra,
Hangi gülün
Goncasından,
Can bulup fışkıracak..
Deniz olacak belki,
Karışamayıp taşa toprağa.
Binlerce canı üretecek içinde.
Kah çıkacak gökyüzüne,
İki dirhem,
Bir oksijen,
Buharlaşıp giderken…
Hava yine yağmurlara gebe;
Bulutlar,
Yine çökecek Yeryüzü’ne,
Seyreyle gözüm,
Yaşam,
Devr-i alemde…
H Hikmet Esen
TÜM YORUMLAR (1)