Balta liman’la İstinye’nin arası,
Emirgân dır ikisinin ortası,
Denizine atılır balık oltası,
İstanbul bedense sen bedende can,
Boğazın incisi nazlı Emirgân.
Bir yaşından seksen yaşa yoluna ram oldular,
İçlerinden dokuz şehit RAHMAN’A kavuştular.
Sana koşan nice canlar yollarından kovuldu,
Yardımına yarışırken tam alnından vuruldu.
Mabetten yüksekse bir taş bir duvar,
Şeytani zihniyet inancı boğar,
İmanın her şeyden üstün değilse,
Bırak git her şeyi geride ne var?
İnanç konusunda taviz yok asla,
AH GÜZEL İSTANBUL
Neresinden başlasam bu kutlu Şehrin,
Sen bir güzel kızsın ölçülmez Mihr’in,
Her tarafın deniz yok büyük nehrin,
Ah güzel İstanbul nasıl anlatsam?
AYNALAR
Önünde her durduğumda bana hep gülen,
Yaşadığım yıllarımı bana gösteren,
Her baktığımda bana cesaret veren,
Eski dostum aynalar şimdi düşmanım sanki.
Sende metfun Şeyh Şaban-i velisi,
Türbesinin yanında Zemzem çeşmesi,
Kesik baş, Ahmedi Rifa-i daha nicesi,
Evliyalar diyarı ah Kastamonu.
Bir taraftan Üsküdar da ayağın,
Otobüste gördüm ahu gözleri,
Sarı saçlarıyla nede güzelmiş.
Boyuyla, posuyla, güzel mi güzel,
Onu yaratırken çokça özenmiş.
Endamı, edası, duruşu farklı,
Sisli bir günde geldim,
Tarihe selam verdim,
Bu ili ben çok sevdim,
Ey sevgili Edirne,
Muhteşem Selimiye.
Ilgaz Dağları
Sırtını yaslamış boz bulutlara
Sanki uzun ömrün simgesi dağlar
Asırlara kara göğsünü germiş
Yeşilli,beyazlı,Ilgaz dağları.
Her şeyi dert edindim bitmez hüznüm kederim.
Günlerce hep düşündüm ömrü heder ederim.
Altmış yılı devirdim bilmem nasıl geçtiğin,
Öyle anlar olur ki can çekişir bedenim.
Dinlenmez sözüm artık ne söylesem boşuna,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!