Boynu eyik, nazik sümbül.
Niçin kalbi yaralısın.
Ne ağlarsın, azıcık gül.
Yoksa bahtı karalısın.
Kokun gelir esen yelde.
İsmin vardır her an dilde
Soğanlı dağların yüceden yüce,
Methine nihayet yoktur netice,
Güzelsin baharın,yazın gelince,
Cevherdir toprğın,taşın soğanlı.
Sürüler her yandan gelirler sana,
Varınca Mina’ya İbrahim Halil
Böyle emretmiştir Cabbar u Celil
Yavrum buraya kurban geldin dedi bil
Böyle dedi ela gözden yaş geldi
İsmail’in kollarını bağladı
Derdimi ne diyem döktüm yaşımı
Ağrı gibi duman aldı başımı
Her nere gidersem koymaz peşimi
Hasretlik sinemi dağlar hey vah hey
Mevlüt ihsaniyem bu derdim daim
Gözümde hasiret bağrımda diken
Yüreğimden ılgıt ılgıt kan geliyor oy
Nice yol gözettim taze gül iken
Ne aşık-ı bülbül ne bağban gelir
Mevlüt İhsani'yem tükenmez özüm
Haftalar devrolur yıllar devrolur
Çevrilir bu dünya boş döne döne
Dünya bir han yeri her gelen gider
İnsan döne döne kuş döne döne
Herkesin emanet vardır hanesi
Yanaktan şeftali dudaktan buse
Sevdiğim ikramın az gelir bana
Açsam kollarımı sarsam boynuna
Bütün kış ayları yaz gelir bana
İnan şu sözüme ey şems ü mahım
Ağlaya ağlaya geldim yanına
Akan gözyaşımı silemedin yar
Zalimlik düşer mi senin şanına
Açtın da yaramı bilemedin yar
Ben seni severdim sen de yad eli
Gidenleri eyleyemez
Yollar üzgün ben üzgünüm
Dertlerini söyleyemez
Diller üzgün ben üzgünüm
Cahil olan söze kanmaz
Ne hastayım ne ölüyüm ne sağım
Sevda hançerini vurduktan sonra
Ne bahçeyim ne bostanım ne bağım
Felek dal budağım kırdıktan sonra
Vurma hançerini akmasın kanım
ben aşık mevlüt ihsaninin damadıyım babamın sitesini veşiirlerini görmekten ailece çok memnun olduk o zira koca bir çınardır selamlar emeği gçenlere minnettarız çok teşekkür ederiz