Oğuz Düzgün - MeVLâNâ İRaNLı Mı? Şiiri - ...

Oğuz Düzgün
280

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Bu soruya şöyle bir sualle cevap verelim isterseniz: “Konya İran’a mı âittir? ” Bu suâle de muhataplarımız adına cevap verelim yine..
Elimize bir İran haritası alıyoruz..Hatta bütün devirlerdeki İran sınırlarını gösteren bir haritayı alıyoruz elimize.Ve görüyoruz ki, Konya hiçbir zaman İran’a âit olmamış..Fakat Selçuklu ve Osmanlı devletleri döneminde oldukça itibarlı bir şehir bu Konya.Mevlânâ da bu itibarlı şehirde hem de bir Türk devletinde yaşamaktan oldukça mutlu..Bu mutluluk onun en güzel eserini bu şehirde vermesinden anlaşılmıyor mu?
İranlı dostlarımız elbette böyle yüce bir insanı paylaşmak istemeyeceklerdir ama gerçekler de ortadadır.Mevlânâ’yı Mevlâna yapan eserler Türkiye’de yazılmıştır..Hatta Mevlâna’nın fikirleri, Mevlevilik adı altında, ne İran’da ne de başka bir yerde sadece Türkiye’de sistemleşmiştir.İran’da Mevlevilik adı altında bir oluşum bile yoktur.Böyle bir hareket oluşmuşsa da Osmanlı’dan buraya gitmiştir.Başka da yol yoktur..
13.yy’da İran olarak anılan bölge zaten Türklerin denetimi altındayken nasıl oluyor da Buhara(Belh) taraflarından Anadolu’ya göçen Mevlâna İranlı oluyor? Harzemşahlılar öncesinde de Selçuklular yüzlerce yıl İran’a hükmetmişlerdi.Bu dönemde İran’da tamamen Müslüman Türk kültürü hâkimdi.Hatta 1400’lü yıllarda İran’da hâkimiyeti ele geçiren hânedan Safeviler de Türk’tüler.Demek ki Mevlânâ bir Türk toprağından başka bir Türk toprağına göç etmiş bir Müslüman Türk olabilir.Efes milattan önce bilmem kaçlı yıllarda Rumlara aitti diye şimdi o bölgede yetişen âlimlere de Rum mu diyeceğiz? Ya da Batı Trakya’dan, Bulgaristan’dan ülkemize göçen soydaşlarımız olan Müslüman Türkler, bu bölgelerde yaşıyorlar diye Türklükten çıkmış mı oluyorlar? O halde ülkemize göçen Türkleri biz Bulgar ya da Yunan mı kabul edeceğiz? Görüldüğü gibi bu tez bilimsel gerçeklerden uzak bir tezdir.Bu bilim dışı iddialara da bilimsever insanları kimse inandıramaz.
Bugün bile İran’ın neredeyse %50’si Türk değil midir? İranlı dostlarımızın çoğunun da Türklerle akrabalığı vardır.Günümüzde bile İran’ı yöneten devlet adamlarının içinde Türk kökenlilerin olduğunu duyuyoruz, biliyoruz..İranlılar önce eteklerindeki taşları dökmeliler.İran Türkleri ne alemdedir? Dillerini, kültürlerini özgürce yaşayabiliyorlar mı? Asimle ediliyorlar mı? Bunun cevabı da verilmelidir.
Mevlânâ’nın Mesnevi adlı abidevi yapıtını Farsça olarak yazması onu ne derece Farisi yapar bunu da ortaya koyalım.Bildiğimiz gibi Selçuklular döneminde dahi Farsça, resmi dil olarak kabul edilmişti.İran’ı yöneten, Orta Doğu’nun (Yakın Doğu’nun) dört bir tarafında Medreseler açan Selçuklu çeşitli sebeplerle Farsça’yı resmi dil yapmıştı.Selçuklu Devletinin İran'a bağlı olduğunu azıcık tarih bilen kim iddia edebilir? Herhalde böyle bir dönemde Selçuklu tebaası bir âlimin Farsça bir eser yazmasını yadırgamak imkansızdır.
Bugünün bilim adamlarının bilim dergilerinde İngilizce makaleler yazması gibi bir ihtiyaçtı o zamanda Farsça ya da Arapça eser vermek.Böylelikle eser çok kısa sürede tüm Müslüman dünyaya yayılabilecek, kabul görebilecekti.Her Farsça eser yazan İranlıdır mantığıyla meseleye bakarsak pek çok İranlı din bilgini de, ilim adamı da Arap’tı denilebilir..Evet yanlış duymadınız Arap’tı denilebilir.

Tamamını Oku