Çıplaklığım Gözlerinde Gülünce…
Çıplaklığımı giyinip
Uzun otururken yatakta
Kapı açıldı birden
Toparlanmama fırsat kalmadan…
Nerden düştüyse aklıma
Belki de görürüm diye
Çıktım öylesine İstiklal'e
Az bir yol almıştım ki daha
Küt küt atmaya başladı içim
Sanki seni görmüştüm.
İçimden
armağanlar sunmak geçmekte sana
Cüzdan delik
Cepte yok ki metelik.
Dilimden okkalı bir küfür
Haklısın
Hava kapanık
Karamsar olacak şeyler de çok
Bak benim de var korkularım
Yaşamın akışı korkutuyor beni de
Gülümseyişin miydi Güneşin Işıkları
Aşkı anlıyor, Eskişehirli kuşlar
Dudaklarımda dudaklarının tadı
Sanki bir savaşı kazanmış gibi
İnsan
Değilse özgür
Mutlu olmak mümkün değildir.
Hangi gömleğini giyerse giysin
Kendini kandırmak olacaktır
Yalnızlığım kalabalıklarda çoğalır benim
Issızlığa özlem duyarım gün be gün
Lakin buna olanak bulamam her zaman
Dün de böyle bir gündü sana geldiğimde
Ilık bir bahar günü özlemi vardı içimde
Zaman, zaman bunaldığım temmuz sıcağında
Sevindim
Çocuklar gibi sevindim
Buluşacağız diye
Akşamı iple çekmiştim.
Sevindim,
Geldi
Yüzünde çift gök kuşağı vardı
Gözleri yakamoz saçıyordu…
Koşup sarılacakken
Yüzünü “dur” diyen bir ifade sardı.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!